Afyonkarahisar

AKÜ’DE “İLANININ 101. YILINDA CUMHURİYET’İN ANLAMI VE ÖNEMİ” KONFERANSI

Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Aydın,

AKÜ’DE “İLANININ 101. YILINDA CUMHURİYET’İN ANLAMI VE ÖNEMİ” KONFERANSI

Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Aydın, Cumhuriyet'e giden süreçte Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün tutumunu değerlendirdi

Afyonkarahisar Valiliği, Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) ve Fen Edebiyat Fakültesi iş birliğinde “İlanının 101. Yılında Cumhuriyet’in Anlamı ve Önemi” konulu konferans düzenlendi. Afyon Lisesi öğrencilerinin katılımıyla M. Rıza Çerçel Kültür ve Sanat Merkezi Konferans Salonunda gerçekleşen etkinlikte Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Aydın, “İlanının 101. Yılında Cumhuriyet’in Anlamı ve Önemi” konulu sunumunu yaptı.

Cumhuriyet kelimesinin açıklamasını yapan Aydın, cumhuriyetin Batı ve Doğu dillerinde “halk” anlamına geldiğini ifade etti.  Cumhuriyet kelimesinin tarihçesini anlatan Aydın, “Bizim dilimize de Arapçadan geçmiştir. Daha sonra siyasi bir nitelik kazanarak yönetim şekli ve devlet rejimi haline dönüşecektir. Bu yol, uzun bir yoldur. Devlette devamlılık esastır.

Osmanlının son dönemindeki gelişmeler Cumhuriyet’e giden sürecin ve Cumhuriyet’in laboratuvarı olmuştur. Bu sürece baktığımız zaman Avrupa’daki gelişmeler de bu süreci etkileyecektir. Bunun en önemli gerekçelerinden birisi; 1789’da yaşanan Fransız İhtilali’dir. İhtilalde ortaya çıkan kardeşlik, adalet ve özgürlük kavramı cumhuriyetin temel niteliğini oluşturacaktır. Ama biz çok uluslu devlet olduğumuz için ilk etapta buna bakışımız farklı olmuştur. Zaman içerisinde Osmanlı aydınlarının zihninde de bu şekillenmeye başlayacaktır” diye konuştu.

MİLLİ MÜCADELE’NİN BAŞINDAN İTİBAREN SAVUNUYORDU

Mustafa Kemal’in meşruti ya da mutlak sistemin devletin problemini çözemeyeceği fikrini ifade ettiğini dile getiren Aydın, “Mustafa Kemal, devletin esasını cumhuriyet ilkelerine göre hazırlamak gerektiğini söyleyecektir.

Milli Mücadelenin başlangıcı Amasya’dan itibaren  Mustafa Kemal, ‘milli iradeyi hakim kılmak esastır’ ifadesini savunmuştur. Yani hakimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu vurgulayan sistem. Adı konulmamış cumhuriyet, Milli Mücadelenin başlangıcından itibaren zaten var. Atatürk’ün lider olarak özelliklerine baktığımız zaman ise her şeyin vaktini, saatini bekleyen bir lider. Anında yapan bir liderden ziyade şartların olgunlaşmasını bekleyip ondan sonra harekete geçen bir lider olduğunu biliyoruz” dedi.

CUMHHURİYET’TEN ÖNCE AÇIKLAMIŞTI

1921 Anayasası Teşkilat-ı Esasiye ’de egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ifadesi yer aldığını belirten Aydın, “Arkasından bu sürecin rahat ilerleyebilmesi için adımlar atılacaktır. Milli Mücadelenin başarıyla tamamlanmasından sonra Lozan Barış Anlaşmasının yapıldığı dönemde de yaşayan iç siyasetteki gelişmelere bağlı olarak kurucu meclis kendini feshedecek ve yeniden seçime gidilecektir.

Seçim sonrasında ikinci meclis 11 Ağustos 1923’te göreve başlayacak ve ilk faaliyetlerinden birisi Lozan Anlaşmasını onaylamak olacak. Lozan onaylanmıştır. Ankara başkent yapılmıştır. Yine cumhuriyetin alt zeminini oluşturacak çalışmalar devam ettirilmiştir. 27 Eylül 1923’te Mustafa Kemal verdiği demeçte yürürlükteki anayasaya göre Türkiye’deki sistemin cumhuriyet olduğunu söylemiştir. 29 Ekim’e  daha 1 ay var” şeklinde konuştu.

DEVLETİN REJİMİ BELİRLENDİ

29 Ekim 1923 Cumhuriyet’in ilanına giden süreci ve siyasi durumu özetleyen Aydın, şunları söyledi:

“Ülke içerisinde siyasette yaşanan gelişmeler var. Bu dönemde Fethi Bey başbakanlık görevinde. Aynı zamanda Fethi Bey iç işleri bakanı. Yine meclis ikinci Başkanı Ali Fuat Cebesoy var.

Ülkede hükümetle ilgili yaşanan sıkıntılardan dolayı Fethi Bey önce iç işleri bakanlığından istifa etmiştir. Ali Fuat Cebesoy da meclis ikinci başkanlığından istifa etmiştir. Yeni kurulan hükümetinde içindeki üyelerinden dolayı sıkıntı yaşanınca ortaya hükümet krizi ortaya çıkmıştır. Bir an önce bu hükümet krizinin çözülmesi ve meselelerin normale döndürülmesi içinde çaba sarf edilecektir. Yeni bir hükümet listesi hazırlanacaktır. Bu hükümet listesi de Mustafa Kemal’in görüşlerine sunulacaktır. Bu liste incelenmiştir. İçindeki isimlerle ilgili değerlendirmeler yapıldıktan sonra akşamında Mustafa Kemal arkadaşlarını Çankaya Köşkünde bir yemeğe davet edecektir.

28 Ekim 1923 Çankaya akşam yemeğinde; Kazım Özalp, İsmet İnönü, Fethi Bey, Rize Milletvekili Fuat Bey, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Ünaydın bu toplantıda bulunmuşlar. Toplantı sonunda Mustafa Kemal, arkadaşlarına ‘yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz’ diyecektir. Misafirler ayrılacak yalnızca İsmet İnönü kalacaktır. Çünkü Cumhuriyet’in ilanının da anayasada bazı değişikliklere ihtiyaç duyduğunun farkındalar ve bunun üzerine çalışacaklardır. 1921 Teşkilatı-ı Esasiye Kanununun cumhurbaşkanı, hükümet şekli, rejimin adı ve cumhurbaşkanının görev ve yetkilerinde değişiklikler yapılacak.

Bu çalışma tamamlanacaktır. Ertesi gün konu meclis gündemine getirilecek. Önce parti meclisinde görüşülecek daha sonra genel kurula inecek. Genel kurulda değerlendirildikten sonra 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet, Türkiye Devletinin yönetim şekli ya da yönetim rejimi olarak belirlenecektir.”