BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ DEVAM EDİYOR

Emevi halifeliğinin merkezi, Memlûk Sultanlığının başkenti olan ve yüzyıllar süren Osmanlı

                                       BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ DEVAM EDİYOR

                Emevi halifeliğinin merkezi, Memlûk Sultanlığının başkenti olan ve yüzyıllar süren Osmanlı yönetiminin ardından; 23 yıl Fransız mandası olarak kaldıktan sonra, 24 Ekim 1945'de bağımsızlığını ilân eden Suriye Cumhuriyeti'ne başkentlik yapan Şam; 07.12.2024 cumartesi gecesi "Suriye Muhalefeti" adı verilen güçler tarafından teslim alındı.

         Sadece 12 gün süren bu yürüyüş bir direnişle karşılaşılmadı, kimsenin burnu kanamadı da denebilir... Ve:  Manda yönetimi 78 yıl sonra Suriye'ye geri geldi!..

     Suriye'de bağımsızlık sonrası dönem, çok sayıda askeri darbelerle çalkantılı olarak geçti.  Arap Sosyalist Baas Partisi Askeri Komitesi tarafından tek partili devlet kuruldu. 1963 darbesi sonrası dönem ise Olağanüstü Hal Yasası ile 2011 'e kadar sürdü.

     1966 ve 1970 darbeleriyle yönetimi ele geçiren Hafız Esad'ın ölümünden sonra Suriye'de bağımsızlık sonrası dönem, çok sayıda askeri darbelerle çalkantılı olarak geçti. Arap Sosyalist Baas Partisi Askeri Komitesi tarafından tek partili devlet kuruldu. 1963 darbesi sonrası dönem ise Olağanüstü Hal Yasası ile 2011 'e kadar sürdü.

        Muhalifler, Esat'ın yakalanmasına yardım edenlere 10 milyon dolar ödül vaad ettiler... Dünya çapında saygınlığı ile ün yapan Routers: Moskova'ya doğru uçan Esad'ın uçağının (Humus üzerinde) düşürüldüğü veya düştüğü haberini geçti... Akıllara İran Cumhurbaşkanının uçağının düşmesi/düşürülmesi geldi... Tarih ders almayanlar için tekerrür eder!..

          Suriye Başbakanı: "Evimdeyim, yönetimi barışçıl bir şekilde devretmeye hazırız"   Genelkurmay Başkanlığı: Rejimin sona erdiğini subaylarına bildirdi...  Suriye Ordusu Şam’ın dışında bir yerde mevzilendi.. Hapishaneler boşaltıldı...

          Yurt dışında yaşayanlara çağrı yapıldı "Özgür Suriye'ye dönebilirsiniz.” "Bağımsız yaşamaya Muhalifler" devlet televizyonundan ilk bildiriler yayınladılar:             Baas rejiminin sona erdiğini, kontrolün kendilerinde olduğunu ilan ettiler... Bu zavallılar, kontrolün kendilerinde
olduğunu sanıyorlar! Irak ve Suriye'de yaşanan heykel yıkma eylemleri Suriye'de de başladı.

          Muhalifler, Şam'daki Emevi Camii'nde sabah namazını canlı yayınla kılıp dünyaya gösterdiler. Suriye halkının da Irak ve Libya halkı gibi aynı kaderi paylaşacağından endişe ediliyor.

           Tarih, tarihten ders almayanlar için sanki tekrar ediyor...

        İsrail, HTŞ yürüyüşe başlamadan önce Suriye'nin Halep, Hama, Humus ve Şam'daki askeri tesislerini defalarca havadan bombalayarak zayıflatmıştı. İlginçtir: Rusya, hava savunma sistemlerini (S-400 ve S-30Ö'leri) hiçbir zaman çalıştırmamıştır. Suriye Ordusu da çatışmaya girmeden bütün şehirlerden çekilmiştir...

        Bir askerlerinin bile burnu kanamamıştır. Beyaz Saray'dan ilk açıklama: ABD Başkanı Biden gelişmeleri izliyor. İsrail'in güvenliğini merkez alan yeni şekillenmede, Ortadoğu'daki sınırları cetvelle çizilen bütün devletler, öyle ya da böyle işin içerisinde olacaklardır...

         Bütün bu gelişmelerden anlaşılıyor ki, ABD/AB ve İsrail, "tekbir sesleri” ile Şam'a girmiştir. Peki, kimin sayesinde oldu bütün bu gelişmeler? Suriyeli "muhalifler"in elbette. Muhalifleri hangi devlet finanse etti. Acaba eğitim- donatıp bugünler için kim hazırladı? ABD ve koalisyon güçleri dedikleri    ABD tabii ki...

          Bu "muhalif” dediklerinin tamamı, kendi tarifleri ile etnik-dini radikal terör örgütleri değil midir? Demokrasi havarisi kesilen AB terörist olarak ilân ettikleri bu c eğitip donatıyor ve kendi çıkarla. savaştırmıyorlar mı? Müslümanlar için bu durum "kader" olamaz!.. Oluyor işte!..

     Bizim televizyonlar aralıksız canlı yayın yapıyorlar: Ellerinde çubuk olan uzmanlar; Suriye'deki Türkmenler'in durumu ne olacak ve PKK/YPG bu durumdan kazançlı çıkacak mı sorularına yanıt arıyorlar...

                ABD, Ukrayna-Rusya savaşını çıkartarak, Rusya'nın Avrupa'ya gaz ihracatını engellemek ve bu pazarı ele geçirmek için yıllar önceden düğmeye basmıştı. Rusya ise, Kuzey Akım-I ve Kuzey Akım-ll projeleri ile Avrupa'ya ihraç ettiği gaz sorununa denizden çözüm getiri ABD bu gelişmeler üzerine geri çekilmedi, alternatif arayışlarına girişti. BOP zaten yedekte bekletiliyordu; Ortadoğu'nun enerji kaynaklarını ele geçirmek ve İsrail'in güvenliğini sağlamak için bu proje geliştirilmişti. İsrail-Lübnan savaşında ateşkes ilân edilir edilmez, bu defa da HTŞ'nin düğmesine basıldı ve o meşhur "yürüyüş" başlatıldı.

         "Nisyan ile malul" olan hafızalara bir küçük hatırlatma yapalım:

        Eski ABD Dış İşleri Bakanı Condoleezza Rice’ın, Ortadoğu ve Afrika'nın kuzeyinde 22 ülkenin rejimleri ve sınırları değişecek mesajı; bu ülke halklarına boşuna "direnmeyin"; talimatlarımıza "itaat edin ve rahat edin" çağrısıydı. Bir tür savaşmadan ülkeleri işgal etme stratejisinin uygulamasıydı...

           ABD'nin amacı: "Totaliter rejimleri yıkıp, yerlerine "özgürlük ve demokrasi" getirmekti" yalanına inanlar da vardı kuşkusuz. Bu çağrı üzerine balıklama atlayanlar ilk radikal İslâmcı örgütler oldu. Gerçi bu örgütleri de kurup finanse eden, eğitip-donatan her zaman emperyalistler olmuştur. Alın size canlı en son örnek: HTŞ'yi kuran, destekleyen, eğitip-donatan ABD'dir. Terör örgütü olarak ilân eden de onlardır. PKK için de durum çok farklı değildir. ABD'ye göre PKK bir terör örgütüdür. Ama: PKK'nın Suriye'de kurduğu PYD/YPG ise ABD'nin "karagücü"dür...

         Libya ve Irak'ı parçaladıkları gibi şimdi de Suriye'yi parçalara ayıracaklar. İsrail'den Suriye'ye, oradan Irak ve İran'a karayolunu açacaklar. Lojistik tamam olunca, gerisi kolaydır. Bugün için kullandıkları cevval iki örgüt: HTŞ ve PYD/YPG'dır... Bölgesel vekalet savaşlarını emperyalistler adına bu tür örgütler yürütürler; raf ömrü bitenlerin de lider kadrosu yok edildikten sonra, mensupları yeni kurulan (ya da adı değiştirilen) örgüte monte edilirler... İslamcı örgütler bu tuzaktan asla kurtulamazlar... Bu tür savaşların kazananı daima emperyalist devletler olmuştur. Kim ne derse desin, Suriye iç savaşının da kazanan ABD/AB ile Rusya olacaktır. Kim ne derse desin, Suriye iç savaşının da kazanan ABD/AB ile Rusya olacaktır...

Müslümanlara sadece bu "zaferi kutlamak" düşüyor... Ellerinde ağır silahlarla kutluyorlar da... Hadi bakalım, gazanız mübarek, "zaferiniz" kutlu olsun!? İsrail'in güvenliğini sağladınız! Saddam'ın heykelini balyozla yıkan Kadim Şerif Haşan Al-Jaburi'nin yaşadığı trajediyi umarım bu kez siz yaşamazsınız. Ve onun altın değerindeki:

"Saddam gitti ama şimdi onun yerinde 1000 Saddam var" sözlerini unutmazsınız...

                                                                                                                              İbrahim AYAN