“GEREĞİNDEN BÜYÜK, ŞATAFATLI BİNALAR YAPIP YALNIZLAŞTIK!”
Afyonkarahisar Mimarlar Odası Başkanı Ferhun Sümer, Dünya Mimarlık Günü kapsamında yaptığı açıklamada yaşanılan depremler sonrasında görkemli, şatafatlı, gereğinden büyük binalar yapıldığının insanların buralarda yalnızlaştığının yeniden ortaya çıktığını söyledi
Afyonkarahisar Mimarlar Odası Başkanı Ferhun Sümer’in, Dünya Mimarlık Günü dolayısıyla yaptığı açıklama:
“Dünya Mimarlık Günü, 1985 yılından bu yana her sene Ekim ayının ilk pazartesi günü
kutlanmaktadır.
Uluslararası Mimarlar Birliği bu seneki temasını ‘’Dirençli Topluluklar İçin Mimarlık’’ olarak belirledi.
Bu temayla, mimarlığın yaşanabilir bir topluluk yaşamı oluşturma kapasitesi ve sorumluluğuna özel
bir vurgu yapmak, kentsel ve kırsal alanlar arasındaki ilişkiyi kuvvetlendirerek kontrolsüz kentsel
yayılma, çevresel, sosyal ve ekonomik bütünlük içinde iklimsel ve sosyal zorlukların üstesinden gelmek
amaçlanmaktadır.
Bu tema, mimarların yenilikçi çözümler geliştirmesine ve dirençli topluluklar için yaşanabilir binalar
ve kamusal alanlar tasarlamasına olanak tanıyan kentleşmeyi ‘’insanileştirmek’’, kültürel mirasa saygı
göstermek ve doğa ile ilişkiyi yeniden canlandırmak görevini ön plana çıkartmaktadır.
Toplumsal bilinç olarak, ülkemizde bu sene yaşadığımız büyük deprem felaketi; görkemli, şatafatlı,
gereğinden büyük, insanları yalnızlaştıran ve ananevi yaşantımızdan uzak beton kütleleri yerine
özellikle sağlam zeminlerde az katlı, doğa ile uyumlu, toplumsal ve kültürel yapımızı yaşatan, iklimsel
ve ekonomik şartlara daha uygun bina tercihleri yapılması gerekliliğini toplumumuza bir kez daha
göstermiştir.
Unutmayalım ki ‘’Önce biz yaşam alanlarımızı şekillendiriyoruz, sonra onlar bizi şekillendiriyor.’’
Düşünceleri, tasarımları ve dokunuşları ile insanların yaşamlarını şekillendiren tüm
meslektaşlarımın Dünya Mimarlık Günü kutlu olsun.
Dünya Mimarlık Günü, 1985 yılından bu yana her sene Ekim ayının ilk pazartesi günü
kutlanmaktadır.
Uluslararası Mimarlar Birliği bu seneki temasını ‘’Dirençli Topluluklar İçin Mimarlık’’ olarak belirledi.
Bu temayla, mimarlığın yaşanabilir bir topluluk yaşamı oluşturma kapasitesi ve sorumluluğuna özel
bir vurgu yapmak, kentsel ve kırsal alanlar arasındaki ilişkiyi kuvvetlendirerek kontrolsüz kentsel
yayılma, çevresel, sosyal ve ekonomik bütünlük içinde iklimsel ve sosyal zorlukların üstesinden gelmek
amaçlanmaktadır.
Bu tema, mimarların yenilikçi çözümler geliştirmesine ve dirençli topluluklar için yaşanabilir binalar
ve kamusal alanlar tasarlamasına olanak tanıyan kentleşmeyi ‘’insanileştirmek’’, kültürel mirasa saygı
göstermek ve doğa ile ilişkiyi yeniden canlandırmak görevini ön plana çıkartmaktadır.
Toplumsal bilinç olarak, ülkemizde bu sene yaşadığımız büyük deprem felaketi; görkemli, şatafatlı,
gereğinden büyük, insanları yalnızlaştıran ve ananevi yaşantımızdan uzak beton kütleleri yerine
özellikle sağlam zeminlerde az katlı, doğa ile uyumlu, toplumsal ve kültürel yapımızı yaşatan, iklimsel
ve ekonomik şartlara daha uygun bina tercihleri yapılması gerekliliğini toplumumuza bir kez daha
göstermiştir.
Unutmayalım ki ‘’Önce biz yaşam alanlarımızı şekillendiriyoruz, sonra onlar bizi şekillendiriyor.’’
Düşünceleri, tasarımları ve dokunuşları ile insanların yaşamlarını şekillendiren tüm
meslektaşlarımın Dünya Mimarlık Günü kutlu olsun.”