ŞAŞKIN DÖNEK..
Böyle günlerde..
Kimin kazanacağının, kimin kaybedeceğinin henüz belli olmadığı günlerde, dönek şaşkın ve zor durumdadır...
Ne yana döneceğini bilemez...
Şaşırır...
İçinden, sonuçlar belli olana dek susmak, sonuçlar belli olunca “yaşasın, biz kazandık...” diye ortaya çıkmak gelir..
Aynı zamanda geveze olduğu için, yapamaz..
Keyfi kaçar..
Kestiremez çünkü..
Kimi “AK Parti adayı yine en azından yüzde 50 alır” dediğinde..
Kimisi “Yeniden Refah sürprizinden” söz ettiğinde..
Kimisi de “Yönetime kadın eli değmeli” dediğinde..
Kafası karışır..
“Oh ne güzel” der, her üçünü söyleyene de:
“Biz kazanacağız demiştim biliyorsunuz..”
Ama durumu kötüdür..
Yalnız başına kaldığı zaman dudakları kıvrılır, yumruklarını sıkar, masanın ayağına tekme atar, parmaklarını saçlarına geçirirken ve aynı zamanda tek ayağı üzerinde zıplarken söylenir:
“Şaşkın döne, şaşkın döne..
Şaşkın ne yana döne?...”
Küçümsemeyin; siyasetin bu hale gelmesinin sebebidir şaşkın dönek..
Bütün kötü yönetimler güçlerini şaşkın dönekten aldılar..
Ve toplum bile bile, göre göre onu adam yerine koyduğu için, bütün günahlar döneğin tuttuğu örtünün arkasında işlendi..
Karanlık eller!..
Bugünlerde döneceği yeri şaşırdı şaşkın dönek..
En çok kullandığı sözcüklerdir böyle zamanlarda:
“Ama”, “keşke”, “olabilir”, “yani”, “bakalım”, “gönül ister ki”..
Hani her ihtimale karşı..
Her üç sonuca göre böyle söylüyor, bugünlerde..
İşte başka bir örnek;
Birine dönek derken bile, kendi dönekliğini unutuyor..
Ne karşılığında döndüğünü, döneklikten sonra ne kazanımlar elde ettiğini saklıyor..
Siyasiler suçlama yaparken, önce kendi önünü temizlemeli..
Sosyal medyaya bakıyoruz “Aaaaa... bu da dönmemiş miydi, sanki...” dediğinizde..
İşte o dur..
Bir ay önce methiye düzdüğü rakibine karşı, yine dönmekte...
Dönek şaşkındır, esas dönek o dur, o..
**
Hayırlı haftalar, sağlıcakla kalın..