“TÜRK MİLLETİ, İHANETE KENETLENEREK CEVAP VERDİ”
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla Zafer Meydanı’nda Fotoğraf ve Kitap Sergisi açıldı. Sergi açılış törenine Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekilleri Av. Ali Özkaya, Av. İbrahim Yurdunuseven ve Dr. Hasan Arslan, MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Afyonkarahisar Milletvekili Av. Hakan Şeref Olgun ve il protokolü katıldı.
“MANKURT” BENZETMESİ
15 Temmuz’da Türk Milleti’nin yazdığı destanı ve FETÖ’nün karanlık yüzünü anlatan kitapları tek tek inceleyen protokol üyeleri, 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşananları tüm yönleriyle anlatan fotoğraflarla ilgili de sohbet etti. Serginin incelenmesinin ardından basın mensuplarına bir değerlendirmede bulunan Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, “15 Temmuz gerçekten milletimizin hem kahramanlığıyla, cesaretiyle, korkusuzluğuyla, bölüme meydan okumasıyla hepimizi tekrar böyle iliklerimize kadar Türk Milleti’ne ait olmaktan şeref duymamızı, onurlanmamızı tekrar tekrar hissetmemizi sağlayan bir geceydi. Ama aynı zamanda bu ihanet şebekelerinin FETÖ’cü terör örgütünün de kendi insanına nasıl ruh hastası gibi mankurtçasına hareket ederek sivil vatandaşlara acımasızca bir katliamı nasıl uyguladıklarını ve bu milletin iradesine karşı böylesine bir girişimde de nasıl bulunabildiklerini gerçekten dehşetle izlediğimiz bir geceydi. Dolayısıyla iki tarafı var. Aslında hem çok büyük bir ihaneti bizlere, tüm milletimize gösteriyor. Unutulmaması gereken çok büyük bir ihanet var bir tarafta. Diğer tarafta da o ihanete karşı bütün milletin kenetlenerek, Türk Milleti’nin kendi o özündeki, o cesareti, o vatanı için kendinden geçebilme güdüsünü ortaya koyduğu kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, çocuğuyla, yaşlısıyla muhteşem bir geceyi de bize, muhteşem bir direnişi de aynı zamanda anlatıyor” dedi.
“BÜYÜK BİR SINAV VERİLDİ”
15 Temmuz’un gençlere iyi anlatılması gerektiğini vurgulayan Vali Yiğitbaşı, “Biz aslında 15 Temmuz’larda bu ruhu, bu gerçekten motivasyonu, bu maneviyatı, işte o diriliş ruhunu tekrar tekrar anmak, hatırlamak istiyoruz. Hepimiz o gün bir yerlerdeydik. Farklı şehirlerde bu anlara tanık olduk. Ben, ailemle 10 yaşındaki oğlumla Yeşilköy Havalimanı’na doğru yürüdük. Bizim de üzerimizden işte o F-16’lar jetler geçti. 10 yaşındaki oğlum neye uğradığını gerçekten anlayamadı. Ama büyüdükçe daha fazla fark edecek, okudukça o gün yaşanan, o gün neler yapılmaya çalıştığını o çocuk bizzat çok daha iyi anlayacak, oturacak kafasından. Ama bizler bunu unutturmadan o gece ne yapılmak istendiğini ve milletin neye izin vermediğini unutturmadan gençlerimize, çocuklarımıza, sonraki neslimize çok iyi anlatmalıyız. İşte bu 15 Temmuz törenleri, bu demokrasi şöleni, Milli Birlik Günü; aslında bunları tekrar tekrar hatırlamaya, anmaya ve anlatmaya, daha çok birbirimize kenetlenmeye bizleri inşallah vesile kılacak. Onun için biz bu günleri çok önemsiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde o gün gerçekten büyük bir sınav verildi. Bu milletin de hiçbir zaman kendi iradesine ipotek koymaya çalışanlara hiçbir zaman fırsat vermeyeceğini, o korkusuzluğunu, o ölüme karşı meydan okuyuşunu da her dönemde göstereceğini de tekrar tekrar anlatmış olduk. Geçen günlerde Sayın Cumhurbaşkanımızın 15 Temmuz’da şehit olan Yeni Şafak gazetesi fotoğrafçısı Mustafa Canbaz’ın adına düzenlenen ödül töreninde de çok güzel anlatımları, konuşması oldu. Aynı zamanda 60 darbesiyle 15 Temmuz’un bir arada anılmasını da gösteren anlamlı bir sembolü bence Yassıada’da bu ödül töreninin gerçekleşmesi. Yani Türkiye gerçekten yakın tarihinde çok acı dönemler yaşadı, darbeler yaşadı. Artık görüyoruz ki 15 Temmuz’dan sonra milletimiz bunlara artık izin vermeyecek” ifadelerini kullandı.
BASINA ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR
Vali Yiğitbaşı, konuşmasına şöyle devam etti:
“O gün biliyorsunuz Menderes’i astılar ama artık bir daha buna izin veremeyiz diyen çıkan teyzelerimiz, amcalarımız vardı. Dolayısıyla o 60 darbesindeki milletimizin hüznünü, bir başbakanın, seçilmiş bir başbakanın ve bakanlarının asılmasına, idam edilmesine ve bizim bizzat eşimin dedesinin de yargılandığı Yassıada’da 592 kişinin yine seçilmiş vekillerin yargılanmasını asla aslında milletimizin içine sindiremediğini, hazmedemediğini böyle acı tablolara da bir daha bu ülkede izin verilmeyeceğini gösteren bence çok dokunaklı bir, önemli bir, sembolik bir gün 15 Temmuz. Şimdiden sonra inşallah hiçbir şey eskiden yaşandığı gibi olmayacak. 15 Temmuz bize bunu gösterdi. Bu milletin lütfen kendi o genlerindeki özgürlük mücadelesiyle, kendi iradesini sonuna kadar takip etme, sahip çıkma mücadelesiyle kimse hafife almasın, kimse bununla uğraşmasın. 15 Temmuzlar böyle olmadığı takdirde bir daha inşallah yaşanmayacaktır. Ama bunlar tekrar tekrar eğer bu milletle bu şekilde karşı karşıya gelip de milletin kendi iradesini, özgürlüğünü, kendi seçimlerini tartışma konusu yapmaya çalışan bu tip terör örgütleri olursa dış mihrakların da desteğiyle bunu hiçbir zaman başaramayacaklarında en güzel kanıtı oldu bence bu gece. Dolayısıyla basınımıza burada çok önemli görevler düşüyor. Lütfen anlatılmayan şimdiye kadar birçok hikaye bence belki çok fazla anlatılamadı. Onları sizler anlatın. Bizler de gençlerimizle, çocuklarımızla daha fazla bu konular üzerinde konuşacak, gerçek hayat hikayelerine sahip çıkalım, anlatalım, bilelim ve kendi milletimizle, özümüzle gurur duymaya devam edelim.”