TÜRKDİLİ VE EDEBİYATI MÜFREDATINA ELEŞTİREL BAKIŞ
Türkiye yüzyılının maarif modeli diye sunulan taslağı( pardon onaylanan) Türk Dili ve Edebiyatı yönünden inceleyelim. Öncelikle hazırlayanların kimler olduğu tam bilinmediği gibi bu dersi halen okullarda okutan öğretmenlerin de bulunup bulunmadığı belli değil. Çıkan haberlere göre hazırlayanlar arasında Türkiye’nin köklü Üniversitelerinden akademisyenlerin olmaması da ayrı bir konu.
Gelecek yıllarımıza bilim, sanat, teknik, ekonomi, kültür, çevre, uzay, uzay teknolojisi, savunma ve küresel güç alanlarında bölgemiz ve dünyamıza devlet stratejisi ve milli hedeflerimizi sunabilecek bir program mı ona bakacağız?
Osmanlı Devleti’nden beri sorunlu olan ve Cumhuriyette de sürekli pansuman tedavi alan, hatta bakan değiştiğinde yeni bir yamaya kavuşan eğitimimiz. Meslekte uzun yıllar çalıştığım için Türk Dili ve Edebiyatı için öyle kararlar alındı ki neredeyse seçmeli ders durumuna bile getirildi.
Biz milli birlik yetkinliğini kazandırmak istiyorsak, hedef ile araçların birbirini tamamlaması gerekir. Araçların( ders kitabı, materyaller, sınıf ortamı, öğretmen ve dil becerisi kazandıracak metinler) özellikle hedefle uyumlu olup olmadığıdır. Uyumlu olmadığı [A1] kanaati yaygındır.
Öğretmenden başlarsak fakültelerimizde yetişen öğretmenlerin aynı hedefi gözetecek kapasitede yetiştiklerini söylemek zor. Eğitim camiasında ideolojik farklarla ayrılmış sendikalar göz önüne alınca aynı hedefe gitmek mümkün değil.
Programa baktığımızda büyük bir bölümü atölye ye ayrılmış ve bir şeyler yapın diye sıralamışlar. Bir tek Dede Korkut Masallarından başka materyal konmamış. Blog, e- posta, afiş hazırlama, dijital okur yazarlık, fragman gibi günümüz gelişmeler içerisine serpiştirilmiş.
Kitaplar olmadığı için verilen şair ve yazarlardan yola çıkarsak Türkçemiz ile muhatap olamayacak gibi. Seçilen metinler öğrencinin kişisel gelişimine katkıda bulunacak ve öğrenciye estetik duyarlılık kazandıracak nitelikte olmalıdır.
Hazırlık ve 9. sınıf metin seçiminde Cumhuriyet Dönemi ve günümüz edebiyatı dikkate alınmakla birlikte öğrencilerin Yûnus Emre, Âşık Veysel, Mehmet Âkif Ersoy gibi sanatçıların eserleriyle karşılaşmaları da sağlanmalıdır.
10. sınıf içerik olarak Türk edebiyatında yaşanan değişim dönüşüm ve kırılma noktalarına odaklandığından Kâşgarlı Mahmud, Hoca Ahmet Yesevî, Ali Şîr Nevayî, Yûsuf Has Hâcib gibi isimler başta olmak üzere Türk edebiyatındaki dönemsel kırılmaları temsil eden sanatçıların eserlerinin öğrencilerle buluşması sağlanmalıdır.
Divan edebiyatı’ndan seçilen eserlerin bu dönemin önde gelen sanatçılarına (Âşık Paşa, Gülşehrî, Ahmedî, Şeyhî, Hayâlî, Fuzûlî, Taşlıcalı Yahyâ, Bâkî, Nefî, Nâbî, Nedîm, Şeyh Gâlib vd.) ait olmasına ve Divan Edebiyatı’nda kendi türünü temsil eden önemli eserler arasında (Hüsrev ü Şirin, Harnâme, Vesîletü’n Necât, Ashâb-ı-Kehf, Yûsuf u Züleyhâ, Leylâ vü Mecnûn, Hüsn ü Aşk, Evliya Çelebi Seyahâtnamesi, Mir’âtü’l-memâlik, Su Kasidesi vb. ) yer almasına dikkat edilmelidir.
Ara metin olarak ele alınacak olan halk hikâyelerinin seçiminde destan tipi (Hz. Ali Cenknâmeleri, Battalnâme, Saltuknâme, Danişmendnâme, Köroğlu, Kirmanşah vb.) ve aşk temalı (Tahir ile Zühre, Ferhat ile Şirin, Ercişli Emrah, Arzu ile Kamber, Âşık Garip vb.) olmak üzere farklı tarzlarda yazılmış halk hikâyesi örneklerinden yararlanılmalıdır.
11. sınıf Türk dilinin kullanımına ilişkin farkındalık sağlamayı hedeflediğinden Türk dünyası edebiyatlarından örneklere yer verilmesine dikkat edilmelidir. Ayrıca seçilecek metinlerin Azerbaycan, Balkan,Irak, Kıbrıs, Kazak, Kırgız, Özbek, Tatar ve Türkmen edebiyatlarının seçkin örneklerinden olmasına da dikkat edilmeli; Bahtiyar Vahabzade, Mehmed Emin Resulzade, Hüseyin Cavid, Mağcan Cumabayulı, Abay Kunanbayev, Muhtar Avezov, Cengiz Aytmatov, Mukay Elebayev, Abdulla Kadirî, Magtımgulu, Cengiz Dağcı, Abdullah Tukay, Hasan Sabri Ayvazov, Osman Türkay, Özker Yaşın gibi Türk dünyası edebiyatının önde gelen şair ve yazarlarına yer verilmelidir.
12. sınıfta edebiyatın günlük yaşamla ilişkisini ön plana çıkaran yazar ve şairlerin eserlerine yer verilmesi dikkate alınmalıdır. Şeklindeki ifadeler ile metinler yolu ile konu pekiştirilmesi düşünülmüş. Dikkat edilirse Türk edebiyatında bir metin havuzu oluşturulmamış. Bundan dolayı Türk Edebiyatı programında bir uyum yok.
Hemen belirtelim ki bir milletin hafızası vardır. Destanlardan başlar dönem dönem günümüze kadar gelir. Programda edebiyatımızın dönemleri, edebi düşünce ve ekolleri, eserler şahsiyetler kültürü, hiç düşünülmemiş. Bakanlık seyreltme yaparken Halk edebiyatı, Tanzimat dönemi şair ve yazarları, Servet-i Fünun şair ve yazarları, Beş Hececiler yanında 9.sınıftan sonra Yahya Kemal ve Mehmet Akif’i bile yok sayabilmiştir.
İşin en tuhaf yanı son dönem düşünce temsilcileri Necip Fazıl’dan Tanpınar’a, Erol Güngör’den Cemil Meriç’e, Peyami Safa’dan Bayrak şairi Arif Nihat Asya’ya hiç uğramamışlar.
Bakanlık biz sadeleştirdik ama kitaplara alınmayacak diye bir anlam çıkarılamaz diye savunma yapacağını da biliyoruz. Senelerin tecrübesidir. Zorunlu olmaya hiçbir eser ya da yazar ders kitaplarına girmiyor. Girse de kısa metin ya da okuma parçası olarak geçiştiriliyor. Günümüz de hiç edebiyat olmamış ve Batı edebiyatı diye bir edebiyat yok sayılmış.
Yıllardır tartışılan bir konu olan üniversite sınavlarında sorulan sorularla müfredatta öğretilenler aynı olmadığı bu programda da unutulmuş ya es geçilmiş. Bu haliyle yıllar öncesinin müfredat programlarından bile geri.
Hasan Ali Yücel döneminin tercüme dergisindeki Şark ve Batı klasiklerinde kullanılan Türkçe yok. En çok dikkatimi çeken ise Divan edebiyatı bütün ihtişamı ile ele alınmış( anlamak mümkün değil) Bununla ne hedefliyorlar bilemiyoruz diyelim.
Sonuç olarak öğrencilerimize mütareke dönemi şair ve yazarları olan M. Akif, Ö. Seyfettin, Yahya Kemal, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yudakul, Nihat Sami banarlı, A. Hamdi Tanpınar, Mehmet Kaplan ve Fuat Köprülü gibi şahsiyetlerin eserleri olsaydı Maarif Türkçeci olurdu kanaatini taşıyorum. Saygılarımla
İbrahim AYAN