İGM KOMİSYON RAPORLARINI KARARA BAĞLADI İGM KOMİSYON RAPORLARINI KARARA BAĞLADI

VALİ YİĞİTBAŞI, AFSÜ ÖĞRENCİLERİYLE SÖYLEŞİ GERÇEKLEŞTİRDİ.

Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı , eşi Dr. Selim Yiğitbaşı, AFSÜ Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş ve eşi Dilek Okumuş ile birlikte Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nde öğrencilere hizmet verecek kafeteryanın açılış programına katılarak AFSÜ öğrencileriyle söyleşi gerçekleştirdi.

Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, Dr. Burhan Selim Yiğitbaşı ile birlikte Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi (AFSÜ) öğrencileriyle yeni hizmete alınan Zafer Sağlık Külliyesi Merkez Kafeteryası’nda biraraya gelerek söyleşi programı gerçekleştirdi. Programa; AFSÜ Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş ve eşi Dilek Okumuş, AFSÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ümit Dündar, akademik ve idari kadro, öğrenciler katıldı.
“BAŞARILI BİR AKADEMİSYEN
OLAN SAYIN VALİMİZİN TAVSİYELERİNİ DİNLEYECEĞİZ”
Söyleşi programının açış konuşmasını AFSÜ Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş, yaptı. İki yıllık bir pandemi sürecinin arkasından gelen depremler nedeniyle AFSÜ olarak uzun süre öğrencisiz kaldıklarını belirten Okumuş, “Öğrencilerimizi özlemiştik. Rabbimizden dileğimiz bu tür acıları bu tür sıkıntıları, sorunları tekrar yaşamamaktır. Hep beraber üniversitemizde eğitim öğretim faaliyetlerimize devam etmek istiyoruz. 2023 2024 eğitim öğretim yılının ilk haftasında ilimizin mülki idare amiri olarak, daha da önemlisi bir akademisyen, bir hoca olarak, bir iletişimci olarak Sayın Valimiz Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı ile Zafer Sağlık Külliyesi Merkez Kafeteryamızın açılışında bir arada olmak, öğrencilerimizle buluşmak istedik. Sayın Valimiz akademik geçmişinde çok başarılı bir akademisyen seçildi. Akademik geçmişinde, öğrencilik yıllarında neler yaptı, nasıl çalıştı? Nasıl bu noktalara kadar geldi? O konuda kendisinden tavsiyeler almak istiyoruz. Öğrencilerimizin sorularını Sayın Valimiz cevaplandıracak. Resmi bir toplantı olsun istemedik. AFSÜ Rektörü olarak 2023-2024 eğitim öğretim yılının hepimize hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah bu güzel tesisimize ek olarak yan taraftada çok güzel bir eğitim kompleksinin inşaatı devam ediyor. Bütün eğitim bloklarının, dersliklerin, laboratuvarların, kütüphanelerin bir arada olduğu bir eğitim kompleksine sahip olacağız. Yeni binalarımızda yeni fiziki alanlarımızla daha güzel eğitim yıllarına bizleri kavuşturmasını Rabbimden diliyorum.” dedi.
“HAYALİM SAVAŞ MUHABİRİ OLUP YAŞANAN ZULÜMLERİ ANLATMAKTI”
Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, AFSÜ öğrencileri ve akademisyenleriyle biraraya gelmekten son derece memnun olduğunu ifade etti. Yiğitbaşı, “Gençlerle birarada olmaktan dolayı mutluyum. Gençlerimizle birlikte olmak enerji veriyor. AFSÜ’nün yeni sosyal tesisinin hayırlara vesile olmasını, güzel zamanlarda öğrencilerimizin dostluklarını pekiştirecek, derslerden sonra rahatlayacakları bir ortam olmasını ve hayırlara vesile diliyorum. Bu sosyal tesis çok aydınlık, ferah bir ortam olmuş. Bu nedenle böyle bir imkânı sağladığı için Rektör Hocamıza teşekkür ediyorum. Ben akademisyenliği kendime çok yakın hissettiğim bir meslek olarak seçtim. Hiç bir zaman vali olayım, devlette üst düzey bir konuma geleyim diye okuyup, çalışmadım. Hayallerim, hedeflerim vardı. Yapmak istediğim ve faydalı olacağına inandığım, kendimi başarılı gördüğüm işleri yapmaya çalıştım. Onlar için kendime alan açmaya çalıştım. Dolayısıyla Ankara’da bir Kaymakam kızı olarak önce çocukluğumda Türkiye’nin ilçelerini gezdim. Sonra babam İçişleri Bakanlığı tarafından merkeze görevlendirildi. İdareci olarak tekrar Kaymakamlık görevini merkezde devam ettirdi ve Ankara’ya merkeze gelerek okuduk. Ankara merkez İmam Hatip Lisesi’nde okudum. Genelde ilk lisans yaptğıım bölümü neden tercih ettiğim merak ediliyor. Benim okuduğum dönemlerde Sırplarla, Boşnakların gerçekten kanlı bir savaşı vardı. Sırplarla, Hırvatlar’ın, Boşnak Müslümanlara yaptıkları bir zulüm söz konusuydu. Sivillere, kadınlara, çocuklara, yaşlılara zulüm ediliyordu. Ben o dönem lise öğrencisiydim ve üniversite sınavına girecektim. Kendimi çok fazla herhangi bir mesleğe yakın hissetmiyordum. O dönemde benim lisans olarak iletişim bölümünü tercih etmemde bu savaş etken oldu. O savaşta sivillere yapılan zulmü bütün dünyaya duyurmak, anlatmak, hedefiyle ben gazeteci olacağım, iletişimci olacağım ve dünyaya her taraftaki bu zulümleri insanlara aktaracağım diyordum. Bu şekilde bunlara engel olmaya çalışmak istedim. 15 puan fazlalıkla ilk tercihimi yaparak Ankara İletişimi kazandım. Gençler olarak hayatın başındasınız. Ama yaşadıkça göreceksiniz ki herşey hedeflediğiniz gibi gitmiyor. Mesela ben o zamanlar hiçbir zaman evleneceğimi düşünmezdim. Hatta hiç evlenmeyeceğim derdim. Tabi ben bütün dünyada savaşlarda savaş muhabiri olarak gitmek istediğimden evlilik aklımda yoktu. Ancak Allah’ın bir kaderi var ve o kader içerisine girdiğinizde bir şekilde bazen hayal ettiklerinizi yaşamış oluyorsunuz. Ama farklı bir biçimde yaşamış oluyorsunuz. İşte bunlar size farklı kapılar açabiliyor. Dolayısıyla daha ben üniversitede öğrenciyken istediğim bölümü kazandım, girdim ve daha öğrenciyken eşim beyefendi ile tanışıp evlendik. Dolayısıyla pek çok şey düşündüğüm, hayal ettiğim şeyin içerisine bir de evlilik ve annelik girmiş oldu. Sonra 28 Şubat sürecini yaşadık.” diye konuştu.
“KARİYERDE AİLE VE
ÖZEL HAYATTA DENGE ESAS”
“Ben üniversitede son sınıftayken 28 Şubat sürecinde çeşitli engellemelerle karşılaştık ve kafamızdaki bazı şeyleri aslına bakarsanız istediğimiz gibi hızla uygulayamadık.” diyen Yiğitbaşı, “Hayat size başka bir kapı açıyor. Oradan devam ediyorsunuz. Annelik ve evlilik sürecine ben belki yaşıtlarıma göre daha hızlı bir şekilde girdim. Çünkü bu süreç sizi gerçekten törpüleyen, yetiştiren bir süreç oluyor. Bir yandan akademik kariyer yapıyorsunuz bir yanda da annelik. Bu vesile ile genç kızlarımız ve delikanlılarımıza genel olarak söyleyeyim. Gerçekten akademik kariyeri ya da mesleki kariyeri düşünürken hayatınızın bir boyutunu yani uçağın 2 kanadı gibi bir taraftan da özel hayatı, aile hayatını, diğer tarafta mesleki kariyeri bunları hep dengede götürmek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sizi mutlu eden o oluyor. Beni takip edenler bilir. Bana Afyonkarahisar’da şu anda ‘Devlet Ana’ diyorlar. Afyonkarahisar’ın ilk kadın valisiyim. Böyle bir güzel bir ifade kullanılıyor. Beni de çok gururlandırıyor. Ama aynı zamanda ben üç çocuk annesiyim. Yani bir de benim kendi çocuklarım var. ‘Devlet Ana’ olma vasfının yanı sıra üç evladın da anasıyım. Hayatıma dönüp baktığım zaman gerçekten hem yapmaya çalıştığım, gayret ettiğim, insanlığa faydalı olmak, ülkem için ve genel itibariyle dünya için hayırlı işler yapmak var. Faydalı işler yapma gayretinin yanında; Akademisyenlikte, valilikte, bakan yardımcılığı görevlerimin yanında bir ev idare eden anne olarak, eş olarak elimden geleni yapmaya gayret ettiğimi düşünüyorum. Bununla da ilgili bir çocuk yetiştirmenin bambaşka bir haslet olup, anne olmanın çok başka bir duygu olduğuna da inanıyorum. Allah her isteğine nasip etsin.” şeklinde konuştu.
“MEDYA ÇOK ÖNEMLİ
KENDİME AFERİN DİYORUM
DOĞRU MESLEĞİ SEÇMİŞİM”
Kendisine bu noktaya nasıl geldiği sorusunun sıkça sorulduğunu dile getiren Yiğitbaşı, şunları kaydetti: “Bu noktaya nasıl geldiniz soruluyor. Tüm bunları hedefleyerek yola çıkmamak lazım. Yani şimdi sağ olsunlar genç kızlarımız, küçük çocuklarımız beni gördükçe ‘Biz de vali olacağız.’ diyenlerin sayısı arttı. Bir kadın yönetici görünce rol model olarak örnek alma imkânı belki daha fazla oluyor. Kız çocuklarımız da özellikle bunlar beni mutlu ediyor. Ama bence çok fazla illa ki şunu olacağım diye takılmamak lazım düşüncesindeyim. Daha çok belirlediğiniz amaçları gerçekleştirme imkânına sahip bir mesleğin seçimi gerekiyor. Belki o meslek başka olur ama hedeflediğiniz amaçları orada daha iyi yapabileceksiniz. Ben kendi yaşadığım tecrübelerle bunu gördüm. İletişim, televizyon, sinema bölümünü okudum. Çokta mutlu oldum. Ama daha sonra kendi seçtiğim bu alanda benim gibi tesettürlü bir kadının çokta fazla var olamayacağını, düşündüğü şeyleri çokta yapamayacağını görüp anlamış oldum. Ama aynı zamanda bu mesleğin gazeteciliğin, medyanın çok önemli olup benim de sosyal ilişkilerim ve iletişimin gücünü kullanabilen biri olarak buna yatkın olduğumu, insanlarla birlikte olmayı, konuşmayı, sohbet etmeyi, dertlerini dinlemeyi ve çözüm bulmayı seven bir insan olduğmu o zaman keşfetmişim. Bu açıdan kendime genel itibariyle ya aferin diyorum. Çünkü o dönemde rehbelik hizmetleri yönlendirmeler yoktu. Kendi kendinizi keşfetmeye mecburdunuz. Babam hukuk okumamı isterken ben seçimimi ifade ediyordum. Yıllar sonra Allah babamın mesleğini mülki idare geleneğini devam ettirmeyi bize nasip etti. Kısa söylemek istediğim hayatta herşey çok fazla planladığınız gibi olmuyor. Ama insanlara faydalı olma, hayırlı güzel işler yapma hedefi temel düstur olduğu sürece başka alanlarda da bu kapılar size açılıyor. Ben öyle gördüm. En azından Marmara Üniversitesi’nde akademisyenlik yaptım. En son doçent olarak görev yapıyordum, idari görevlerimiz oldu. Dekan Yardımcılığı, Bölüm Başkanlığı, Fakülte Yönetim Kurulu Üyeiliği, Rektör hocaların kurumsal iletişim danışmanlığı gibi idari görevlerimiz oldu. Orada da genç arkadaşlarla dersler de yürüttük. Belirli bir üst amaç hedeflendiğinde insanın kendi hayatı için maddi bir gaye dışında manevi bir amaç olduğunda size o imkânlar gerçekten Allah tarafından sunuluyor. Bunun için samimiyetle gayret ettiğinizde, çalıştığınızda o imkânların sunulduğunu, o kapıların açıldığını ben gördüm, fark ettim.”
“EŞLERİN BİRBİRİNE DESTEĞİ DENGEYİ SAĞLAR, AKSİ ENGELLER KOYAR”
Vali Yiğitbaşı, sözlerine şöyle devam etti: “Bir yandan aileyi, evlilik ve çocuk konusunu yabana atmamak gerekiyor. Ben aslında biraz değişik bir örneğim. Evliliği üniversite çağında yapıp yüksek lisansı, doktorayı çoluk çocukluyken, anneyken devam ettirdim. Bunun da yapılabilir bir şey olduğunu eşim beyefendi de anlatabilir. Huzurlarınızda destekleri nedeniyle eşime teşekkür ediyorum. Eşlerin birbirine olan desteği bir kadının çalışma hayatında olmasının ve anne olduğu zaman o işlerin paylaşımı çocuk yetiştirmedeki işte paylaşımın eşiyle birlikte yapılabilmesi mevzusu da gerçekten hayatınızı dengede devam etmenizi sağlayacaktır. Aksi olursa da engellenmenizi sağlayacak bir şey olabilir. Ben engellenmeyi değil desteği gördüm. Sonuç itibariyle kendi memleketimde de şimdi vali olarak görev yapıyorum. Memleketim diyorum çünknü eşim Afyonkarahisarlı.”
Söyleşi programı soru cevap şeklinde basına kapalı olarak devam etti.