VALİ YİĞİTBAŞI, “AFYONKARAHİSAR KADINANALAR ŞEHRİ”

MİLLETVEKİLİ ARSLAN, "ÖĞRETMENLERİMİZ EVDEN ÇIKARKEN, İŞE DEĞİL OKULA GİDİYORUM DER" MİLLETVEKİLİ ARSLAN, "ÖĞRETMENLERİMİZ EVDEN ÇIKARKEN, İŞE DEĞİL OKULA GİDİYORUM DER"

Uluslararası Vuslat Platformu tarafından Balıkesir’de düzenlenen konferansta “Kadınanalar Şehrinde Devlet Ana” sunumunu gerçekleştiren Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, Afyonkarahisar’da “Devlet Ana” olarak anılmasının kendisi için çok büyük bir gurur kaynağı olduğunu söyleyerek, “Devlet Ana ifadesi Türkiye Yüzyıl’ının bir mottosu olabilecek vatandaşımızla kaynaşmamızı vurgulayabileceğimiz gerçekten kıymetli bir ifade” dedi

Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı Uluslararası Vuslat Platformu tarafından Balıkesir’in Edremit İlçesi’nde düzenlenen “İkinci Yüzyıla Girerken Ufuktaki Yeni Türkiye” başlıklı konferansta “Kadınanalar Şehrinde Devlet Ana” sunumunu gerçekleştirdi.
“AFYONKARAHİSAR KADINANALAR ŞEHRİ”
Kadınanalar şehrinin oluşumunu anlatan Vali Yiğitbaşı, “Bir buçuk, iki yıldır Valilik yaptığım Afyonkarahisar’ın pek çok yönünü anlatmaya çalışıyorum. Mermerin beşiği, UNESCO tarafından 2019 yılında Yaratıcı Şehirler ağına dâhil edilmiş Gaziantep, Hatay’dan sonra Türkiye’de ki üç gastronomi şehrinden bir tanesi. Anadolu’nun, Büyük Taarruzun kilidi dediğimiz, Kocatepe’nin Milli Mücadeleye olan katkısını da vurgulamaya çalışıyoruz. Dolayısıyla, daha tarihimiz ile ilgili şehrimizi anlatıyoruz. Bunun gibi kavşak nokta olması, iklimleri yolların kesiştiği nokta olması itibari ile şehrimizi pek çok yönden tanıtıyoruz. Ancak Kadınanalar efsanesini Afyonkarahisar’ın ilk kadın Valisi olarak biraz daha fazla altını çizmeye çalışıyorum. Aynı zamanda şehrimiz ile özdeşleştirmeye çalışıyorum. Kadınanalar, Anadolu Selçuklu Sultanlarından 3. Alaaddin Keykubat’ın kızları Moğol istilasından kaçarak Afyonkarahisar’a sığınırlar. Burada da şehrin uzun zamandır su sıkıntısı olduğunu öğrenirler. Bir süre araştırma yaptıktan sonra, su kaynağını bir Ermeni’nin tuttuğunu öğrenirler. Ermeni’nin su kaynağını tuttuğu yere zorlu bir yolculuk yapar 3 kız kardeş. Konya’dan kaçarken yanlarında kendi hazinelerini de getirmişlerdir. Ermeni’ye bir çömlek altın karşılığında bir çömlek su almak için teklifte bulunurlar. Ermeni bu pazarlığa çok sıcak bakar. Kadınanalar, bir çömlek altını Ermeni’ye verir ve diğer çömleği bu kaynağa yerleştirirler ve çömleğin altına bir tekme atarak, altına yarık açarlar. Bir çömlek altın karşılığında bir çömlek su karşılığında pazarlık yapmışlardı ve çömleği deldikleri için artık sonuna kadar su kaynağının sahip olacağı anlaşılır. Su kaynağına kanallar yaparak, şehre, depolarla “Kadınanalar Suyu” olarak adlandırılan ve halen “Kadınana Suyu” olarak bilinen suyu şehre kazandırmış olurlar. Şehri imar ederler, şehre faydalı, hayırlı hizmetler yaparlar. Günümüzde bu üç kız kardeş Kadınanalar olarak bilinir. Afyon’da da Kadınanalar topluma hayırlı hizmetler yapan, fedakarlıklarla, iyiliklerle anılan kadınlar için kullanılan bir sıfat halen daha.” şeklinde konuştu.
“İLK KADIN VALİ OLARAK FARKLI GÖRDÜĞÜM PROJELERDE YAPMAYA ÇALIŞIYORUM”
Afyonkarahisar’ın ilk kadın Valisi, Türkiye’nin ise ilk başörtülü Valisi olarak temsil anlamında omuzlarında ağır bir sorumluluk olduğunu ifade eden Vali Yiğitbaşı, “Afyonkarahisar’ın ilk kadın Valisi olmamın yanında, Afyonkarahisar’ın geliniyim. Eşim Afyonlu, kayınpederim Afyon Kocatepe Üniversitesi’nin kurucu Rektörü. Şehirde bilinen bir ailenin 26 yıl önce gelini olduğum şuan yöneticisiyim. Böyle farklı tevafuklarla şehre hizmet etmeye çalışıyorum. Anadolu toplumunda, Türkiye’de kadınların nelerle mücadele ettiğini, toplumda ne kadar hayırlı öncü hizmetlere yol açtığını ve bulunduğunu zaten her dönemde görmüştük ve görmeye de devam ediyoruz. Bizler Afyon’un öne çıkan yönlerini anlatmaya devam ederken aynı zamanda şehrin ilk kadın Valisi olarak farklı gördüğüm projelerde yapmaya çalışıyorum. Kırsal Kalkınmayla ilgili kadınlarımızı teşvik etmek için, onların öncülük rolünün başka kadınlarımıza da ilham olması için anlatabilmesi için mikrofonumuzu onlara veriyoruz. İlçelerimizde özellikle Kadın Kooperatiflerimizle devletimizin destekleri ile herhangi bir işletme kurmuş olan ya da bir girişimciliğe imza atmış kadınlarımızı ilham veren öyküleriyle “Kadınlar Anlatıyor” programlarıyla diğer kadınlarımızla buluşturuyoruz. “Fidanlar Çınarlar ile Buluşuyor” etkinlikleriyle şehrimizdeki gençlerimizle yaşlılarımızı buluşturuyoruz. Şehrimizde Güzel Sanatlar Lise’miz, Spor Lisemiz var. Bu liselerde eğitim gören öğrencilerimizi, huzur evlerinde ki büyüklerimiz ile bir araya getirdik. Gençlerimiz, yaşlılarımıza güzel zamanlar yaşattılar. Bu etkinlikleri devam ettirmeye çalışıyoruz. Ben aslında üç çocuk annesiyim. Çocuklarda bizim çok büyük bir hassasiyetimiz. Afyonkarahisar, merkez ile birlikte 18 tane ilçesi olan 421 köyü olan en fazla beldeye sahip olan 42 beldemiz var ve toplamda 60 belediyemiz var. 14 bin kilometrekarelik büyük bir kırsal alanımızda var. Geniş bir alana yayılan şehiriz. Beldelerimizde, köylerimizde ki kırsal kesimdeki çocuklarımıza ne yapabiliriz diye düşündüğümüzde “Mutluluk Kervanı” olarak isimlendirdiğimiz bir proje ürettik. Çocuklarımız hem devletin kurumlarını görsün, tanısın, bu kurumları çocuklarımızın ayağına kadar götürelim ve çocuklarımıza hizmet etsinler istedik. Aynı zamanda spora, sanata yeteneği olan çocuklarımızı keşfedelim düşüncesi ile ilçelerimizi ve beldelerimizi seçtik çocuk nüfusu fazla olan. Mutluluk Kervanı ile okul bahçelerine Yeşilayımızı, Kızılayımızı, Gençlik Sporumuzu, İl Milli Eğitimimizi ve pek çok kurumumuzu götürürdük. Diş taraması, göz taraması yaptık. Yani devletin geniş şemsiyesinin ne kadar kapsayıcı olduğunu çocuklarımızın ayaklarına giderek, kırsaldaki çocuklarımıza tanıtmak istedik. Yine benim önemsediğim bir proje Frigya Kadın Ürünleri Pazarı; köylü kadınlarımız bir gün makama beni ziyarete geldiler. ‘Bizler evde çok güzel ürünler üretiyoruz. Ancak bu ürünleri satacak yer bulamıyoruz, bize bir Pazar yapıver.’ dediler. İhsaniye ilçemiz bizim Frigya bölgemizin de içerisinde bulunduğu tarihi bir bölge. Orada yerli ve yabancı turistlerimize hitap edebilecek güzel bir çarşı yapalım istedik. Kadınlarımız, eşleri ile birlikte harç kardılar, çalıştılar ve 14 dükkândan oluşan Frigya Kadın Ürünleri Pazarı’nı hayata geçirdik. Orada bütün ilçelerden kadınlarımızın ürettiği ürünleri ekonomik değere dönüştürebilmesi için bütün ilçelerimizden kadınlarımızın ürünlerini bu pazarda satmasını sağlamaya çalışıyoruz.” dedi.
“İKİ FARKLI BAKANLIĞIN ÇOK FARKLI YANLARINI GÖRDÜM
Doçentlik görevini yerine getirirken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na Bakan Yardımcısı olarak görevlendirilen bir bürokrat olduğunu söylenen Vali Yiğitbaşı, “Bir yıla yakın bir zaman Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda Bakan Yardımcısı olarak görev yaptıktan sonra yaklaşık bir buçuk yıldır Afyonkarahisar Valisi olarak görev yapıyorum. İçişleri Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın çok farklı yönlerini görmem çalışma hayatıma çok etkili oldu. Göreve geldiğimde bir Vali’nin asli görevi olan devletin kamu düzenini, asayişi ve insanların güvenini sağlama görevini ifa ederken bir yandan da belki kadın olmanın getirdiği belki de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı geçmişimin getirdiği ve bir anne olmanın getirdiği bir kapsayıcılık, bir koruyuculuk, bir şefkat duygusunu da gösterdiğimi zannediyorum. Yerel basımımız ve vatandaşım bana “Devlet Ana” ifadesini kullanmaya başladı. Bizler Valilik olarak, belirli günler halk günleri yaparız. Halk günlerinde vatandaşımızı birebir dinleriz. İstatistiklere baktığımızda halk günlerimize katılım sağlayan vatandaşlarımızın yüzde 70’si kadın, kadınlarımızın bazıları çekindiği, hassasiyeti olan konularda fısıldayarak bana anlatıyor. Daha önce anlatmış mıydın diye sorduğumda ‘yok ben anlatmaya çekinmiştim. Şimdi siz varsınız diye geldim.’ diyebiliyorlar. Aynı zamanda bir buçuk ay kadar hem İskenderun’da hem Kırıkhan’da görev yaptım. Devletimizin özellikle İçişleri Bakanlığımızın Mülkü İdari Amir olmanın ne kadar onur verici bir şey olduğunu bu devletin kurumlarının aslında her türlü alana hızlıca nüfus edebilecek. Bir güce sahip olduğunu orada büyük bir gururla tecrübe ettim. Benim için çok kıymetli bir tecrübeydi. Çünkü deprem bölgesinde bir buçuk ay kadar bulunduğumda Valilerimizin olağanüstü bir afet döneminde hızlıca gittiklerinde yanlarına aldıkları fotokopi makinasından, printera kadar neyin ihtiyaç olabileceğine düşündüklerini, kaymakamları, yardımcıları ile birlikte hemen alana nasıl nüfuz edebileceklerini gördüğümde dedim ki; gerçekten ne kadar muazzam bir görev yapıyoruz. Dört elle bir kez daha sarıldım görevime. Şöyle bir paylaşım yapıldı; bu beni çok motive etti. Hatay’ın Kırıkhan İlçesi’nde bir konteyner çarşı yaptırdık Afyonkarahisar olarak. 15- 20 kadar konteynerden oluşuyordu ve orada Kadınana ifadesini kullandık. “Afyonkarahisar Kadınana Çarşısı” kurduk. Aylar sonra sosyal medyadan bir kadın bana ulaştı ve ‘kız kardeşimle burada hayata tutunmaya çalışıyoruz. Sizinle tanışmak istiyoruz.’ gibi ‘Kübra abla bende senin gibi olmak istiyorum. Daha fazla okuyacağım’ gibi mesajlar beni hem örneklik anlamında omuzlarımızdaki yükü arttırırken, hem de daha fazla ciddi motivasyonla çalışmaya itti.” dedi.
“CUMHURBAŞKANIMIZ KADIN YÖNETİCİLERİN ÖNÜNÜ AÇTI”
Vali Yiğitbaşı sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye’de 100. Yılımızı tamamladık. Yeni bir yüzyıla girdik. 1991’de Lale Aytaman ilk kadın Valimiz. Ancak Lale Aytaman’dan sonra uzun bir süre yeni bir kadın vali atanmadı Sayın Cumhurbaşkanımız göreve gelene kadar. Sayın Cumhurbaşkanımızın göreve geldikten sonra 8 kadın Vali daha atandı ve şuanda Türkiye’ 9 kadın Vali görev yapıyor. 3 Kadın Vali olarak, Bartın, Yalova ve Afyonkarahisar’da olmak üzere görevdeyiz. Kadınlarımızın Mülki İdareye yoğun bir ilgisi var. Giderek sayıları artıyor. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımızın bu anlamda 1991’den sonra yıllarca yöneticilik görevine bir kadın Vali getirilmemişken, bizlerin önünü açması bizler için bir gurur kaynağı. Bu anlamda kendilerine kadınlarımızın, devletin en üst kademelerinde hizmet etmesine öncü olduğu için teşekkür ediyorum. “Devlet Ana” ifadesi benim için çok büyük bir gurur kaynağı, aynı zamanda önemli bir sıfat. Benim babamda Mülki İdare Amiriydi. Babamın meslek hayatında benim gözlemleyebildiğim Adıyman’da Samsat’ta hizmet ederken özellikle, vatandaşla çok güçlü bir iletişim kurması aynı zamanda annemin tesettürlü olmasında ötürü çeşitli soruşturmalar geçirirken Doğu’da Adıyaman’da ise bu Kaymakamda bizim gibi namaz kılıyor. Eşi de örtülü diye hayretler içerisinde izlenmiş olması. Benim gördüğüm kadarıyla “Devlet Ana” ifadesi Türkiye Yüzyıl’ında bir mottosu olabilecek vatandaşımızla kaynaşmamızı vurgulayabileceğimiz gerçekten kıymetli bir ifade. Buna layık olarak çalışmayı Rabbim nasip etsin inşallah. Devletin kamu gücünü kullanırken, bir yandan da o “Analık” ifadesi o şefkati gösterebilmek Aile Bakanlığında gözlemlediğim, şefkat ve korumacılık duygusunu bir yandan İçişleri Bakanlığı’nda gözlemlediğim otoriteyi, güveni sağlama fonksiyonunu birleştirmiş olarak gördüğüm bir ifade umuyorum ki, bizler bu rol modelliğe, layık bir şekilde hizmet etmeye ve böyle anılmaya devam ederiz. Rabbim mahcup etmesin.”