Ülkemizde öyle konular vardır ki nereye çekersen oraya gider. Bunlardan biri de Kürtçe dil sorunu
MECLİSTE BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNDEN KARELER
Ülkemizde öyle konular vardır ki nereye çekersen oraya gider. Bunlardan biri de Kürtçe dil sorunu diyelim. Geçtiğimiz günlerde DEM Partisi Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit tarafından Meclis gündemine taşındı.
Sivil toplum örgütleri sık sık bir araya gelerek Kürtçe eğitimi için çağrı yapıyor. ”Kürt çocuklarının kendi anadillerinde zorunlu eğitim almasının sağlanması” konusunda çalışmalar yürütmek için kurulan Kürtçe Gönüllüleri Birliği (DILKURD) ve Kürtçe’nin Zazaca lehçesi ile ilgili çalışmalar yürüten Dil, Sanat ve Kültür Derneği (Ziwan-Kom) tarafından derlenen sayılara göre 2024-2025 eğitim ve öğretim yılında Kürtçe seçmeli derse en fazla talep gelen Bingöl’de 6 bin 230 kişi Zazaca eğitimi tercih etti. Diyarbakır’da 5 bin 104, Mardin’de 4 bin 941, Batman’da 3 bin 400, Van’da 1757, Şırnak’ta 1383, Hakkari’de 1092, Mersin’de 650, Ağrı’da 500, Bitlis’te 324, Elazığ’da 132, Tuncel’de 282, Şanlıurfa’da ise 483 öğrenci Kürtçe dersleri tercih etti.
Geçtiğimiz Nisanda VOA Türkçe’ye konuşan Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefhan Ciziri, Kürtçe derslerine gelen talebi yeterli görmediğini belirtti. Kürtçe ile ilgili kafa karışıklığı yaşandığını savunan Ciziri, sayının daha fazla olması gerektiğine vurguladı. “26 bin değil 260 bin, ya da birkaç milyon olması lazım. Sayı ne kadar fazla olursa öğretmenlerin sayısı da o kadar artar, bu bizi mutlu eder. Bana göre 26 bin kişinin dersi seçmesi, nüfusu 25-30 milyon(!?) civarında olan Kürtler için bir başarı değildir” dedi.
Ciziri’nin açıklamalarına bakıldığında milyonlarca talebin olması söz konusu dahi değil. Ancak talep oluşturmak için çalışmalar yürütüldüğü ortada. Yani anlaşılan o ki Kürtçe anadil tartışması toplumdan gelen bir talep ya da ihtiyacın değil, siyasilerin propaganda ihtiyacının ürünü. Yani dış destekli çalışmalara kapı aralanıyor.
Buraya kadar okuduklarınızı birer propaganda unsuru olduğunu aşağıya aldığımız bilgiler gösterecektir. Bütçe ve plan komisyonunda Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 2024-2025 eğitim öğretim döneminde yaşayan diller ve lehçeler dersini seçen öğrencilerin 31 bin 199’unun Kürtçe/Kurmanci, 3 bin 805’inin Zazaca dersini seçtiğini açıkladı. Bu dersler kapsamında 52 bin 500 ders materyalinin öğrencilere dağıtıldığını kaydeden Tekin,2024 Mart Sözleşmeli Öğretmenliğe Başvurusu kapsamında 6 Kürtçe/Kurmanci, 4 Zazaca öğretmen ataması yapılacağını ifade etti.
DEM Partili Sayyiğit, anadilinde eğitimin milyonlarca yurttaşın talebi olduğunu iddia ederek “Kurslarla anadili sorunu çözülmez. Çünkü Anayasal bir güvence yok, dillerin korunmasına dair bütçe yok. Milyonlarca Kürt’e kendi öz toprağında anadili, seçmeli olarak öğretilemez, dedi. Sayyiğit Kürtçe eğitimine milyonlarca talep olduğunu iddia etti.
Şimdi bu vekile sormak gerekiyor. Almanya’da ya da diğer Avrupa ülkelerinde azınlık dilleri ile eğitim var mı?( siz Avrupa’yı görmüşsünüzdür.) ABD’de milyonlarca İrlandalı ve İspanyol varken ABD niçin bu insanlara Amerikan İngilizcesini dayatıyor. Hiç düşündünüz mü? Şunu iyi bilmek gerek devletlerin bir dili olur. Türkçe, Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dilidir. Ülke içinde yerel kabul edilen dillerin öğrenilmesi için kurslar açılır. Türk devleti bir adım ileri giderek okullarda seçmeli ders olarak koymuştur. Yine vekile sormak gerekir. Irak’ın kuzeyindeki Barzani bölgesinde eğitim dilinin Arapça ve İngilizce olduğunu biliyordur diye düşünüyorum. Yine sayın vekil sizin söylemlerinizi Avrupa Birliği ve ABD’de istiyor. Bu durumda diğer azınlıklara da bu hak isteme yolunu açar ki sonucunda ülkede bölünme yolunda son adımlar atılmış olur. Birde genel kurul görüşmelerine bakalım:
Dem partisi eş genel başkanının konuşmasında üç başlık bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak beni rahatsız etti. Öncelikle Filipinlerdeki MORO yönetimini istedi. Türkiye’de Kürt kardeşlerim istedikleri yere gelemiyorlar mı? İkincisi Bakırhan meclis başkan vekilliği yanında milletvekilliği yanında ülkenin her türlü hizmetinden yararlanamıyorlar da mı? İstiyorsunuz. Gelelim ikinci başlığa yüz yıllık parantezi kapatmakta ne oluyor? Cumhuriyeti tasfiye mi etmek istiyorsunuz. Osmanlı’da rahattık diyorsunuz. Osmanlı devleti bir imparatorluktu. Birçok millet vardı. Osmanlı ayrılık güdenin kafasını alıveriyordu. Her halde günlerdir devam eden anayasa değişikliğini de bunun için istediğiniz belli. Üçüncü başlık ise ülkede savaş mı var da barış istiyorsunuz. Barış ancak savaşan taraflar arasında yapılır. Bunun anlamı bizce bir Türkiye Cumhuriyeti’ni tasfiye etmek istiyoruz demektir. Çünkü Cumhuriyeti kuruluş felsefesine aykırıdır.
1 Ekimden itibaren Sayın Bahçeli’nin başlattığı tartışmaları olumlu ve önemli gördüğümüzü belirttik. Bu konuda Türkiye’nin barışı için elimiz açık dedik. Biz DEM Parti olarak bu konuda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye varız, dedik. Muhalefet partilerinin büyük çoğunluğu, demokratik çözüm ve barış konusunda çok kararlı bir biçimde bir irade ortaya koydu. Belki ilk defa büyük bir ortaklaşmaya şahitlik ediyoruz. Bu oldukça kıymetli bir tutumdur. Tarihi bir fırsattır. Bu fırsatı heba etmeyelim, dedi. Sayın Bakırhan ülkede kendilerinden başka azınlık olmadığını sanıyorlar ve çözüm istiyorlar. Acaba Araplar, Çerkezler, Boşnaklar ve son dönemde Batılıların üzerinde çalıştıkları Lazlar ve Pontusçularda sizin gibi istekte bulunurlarsa ne olacağını hiç düşündünüz mü? NED’den ne aldınız da bu kadar rahat konuşuyorsunuz.(*)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bu konuda yapıcı bir görev düştüğünü anlatan Bakırhan, Kürt meselesi, Türkiye’nin çözüm bekleyen en tarihsel meselesidir. Bu meseleyi çözerek tarihe geçme fırsatı sizlerin önünde beklemektedir. DEM Parti olarak bu konuda üzerimize düşeni yapacağımızı Meclis huzurunda bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu Meclis bir çözüm ile anılmalı dedi.
Bütün bu konuşmalara bir ekte bir Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu’nun geçtiğimiz günlerde yaptığı faaliyetleri anlatmadan geçersen ülkeme hizmet etmemiş olurum. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu Yüksekova Ticaret ve Sanayi Odasında düzenlediği basın toplantısında, Kürtçe yabancı bir dil değildir sözüdür. Kim veya kimler Türkiye Kürtçesini yabancı dil olarak görüyormuş? Adres verebilir mi? TRT’nin Kürtçe kısmen Zazaca TV ve radyo kanalının bulunduğunu, üniversitelerde kürsülerin kurulduğunu, sayısız yerel radyo ve tv’lerin yayın yaptığını, kursların faaliyetlerini sürdürdüğünü bilmezden gelerek yapılan açıklama art niyetlidir ve çarpıtmalarla doludur.
Ahmet Davutoğlu’nun Kürtçülerin Türkçemizi yabancı dil ilan ettiklerinden haberi yok galiba! HDP’den PAK’a kadar tüm Kürtçü partiler ağız birliği ederek Türkçemizi yabancı dil gördüklerini ve Kürdümüzü her yerde Türkçe yerine Kürtçe konuşmaya davet ettiklerini duymadılar mı?
Kürt Dili Platformu Halkların Demokrasi Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP), Kürdistan Demokrat Partisi–Bakur (PDK), Kürdistan Demokrat Partisi-Türkiye (PDK-T), Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK), Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) katılımıyla kuruldu. Kürt Dili Platformu'nun düzenlediği Kürt Dili Çalıştayı’nda Türkçe yabancı dil olarak kabul edildi. Kürt Dil Çalıştayı’nın yayınladığı bildiriyi PAK’ın başkanı açıklamıştı. Bildiri de şöyle deniyor: Kürtler bugün yabancı oldukları bir dil ile eğitim görmekte. Her ne kadar resmi dil olsa da, Kürt çocukları açısından yabancı bir dildir. Demelerinin üzerinden fazla zaman geçmedi. Türkçemizi yabancı dil görenlere toz kondurmayan Serok Ahmet’in partisi bölücüleri ziyaret etmekten kaçınmıyor.
Türkiye’de etnik bölücülük siyaseti yürüten ve Amerikan politikaları dâhilinde hareket eden Gelecek Partisi, Diyarbakır’da PAK’ı (Kürdistan Özgürlük Partisi) ziyaret etti. PAK Genel Başkan Yardımcısı Vahit Aba, PAK Parti Sözcüsü Hanifi Turan, PAK PM üyesi Salih Kaplan, PAK Diyarbakır İl Yöneticisi İsmail Ediş Gelecek Parti heyetini karşıladı. Terör örgütünün siyasi uzantısı HDP’ye olan desteğini her fırsatta dile getiren Ahmet Davutoğlu’nun partisinin Diyarbakır İl Başkanı Aydın Ataç, İl Başkan Yardımcısı Soner Ordu, İl Genel Sekreter Hasan Uygun ve İl Gençlik Kolları Başkanı Ferhat Simpil’den oluşan heyetinin PAK’ı ziyareti, Gelecek Partisi’nin etnik bölücülük siyasetinin bir başka kanıtı sayıldı.
Sonuç olarak her şeyi istismar etmekten ne zaman vazgeçecek ve oy için ülkenin etnik sorunlarına yabancılar gibi söylemler geliştirmekten tüm siyasilerin vatanın birliği için başka Türkiye olmadığını ne zaman anlayacaklar.
Saygılarımla İbrahim Ayan
* Zafer Üsküplü Kasım 2024 teori dergisi Bakınız.