Öncelikle buraya nasıl geldik bunun cevabını aramakla yazımıza başlayalım. Yıllardır Erdoğan’ın diploması konuşuluyor.
SON SİYASİ GELİŞMELERE FARKLI BİR BAKIŞ
Öncelikle buraya nasıl geldik bunun cevabını aramakla yazımıza başlayalım. Yıllardır Erdoğan’ın diploması konuşuluyor. Üniversite diploması yok deniyor. Yusuf Halaçoğlu diploma yok dedi.
Peki CHP yıllardır hesap sordu mu?. Bu gerçeğin üzerine yatmadı mı? Yattı. İBB’de Erdoğan’ın bir diploma örneği vardır diye düşünen ve diploma konusunu yargıya taşıyan HKP Genel Başkanı, Ekrem İmamoğlu’ndan bu diploma örneğini istediğinde İmamoğlu kişisel bilgi demişti.
AKP yıllardır CHP’nin kafasına basa basa yürüdü. CHP’ye mühürsüz oyları kabul ettirdi. Erdoğan aday olamayacaktı. Yasayı çiğneyip aday olmasına CHP el verdi. Özgür Özel erken seçim diyerek, Erdoğan’a gene adaylık yolunu açtı. Özel, normalleşme diyerek anormal olan her şeyi normalleştirdi.
CHP meydanlara çıkıp miting yapmaya üşenen, kendi konfor alanını terk edemeyen, partinin kuruluş değerlerini kaybetmiş, bölücüleri, liberalleri, gericileri partiye taşımış ılıman muhalefet bir parti oldu. Son seçimde Deva, Gelecek ve İyi Parti’ye eski AKP’lileri vekil etmediler mi.
Onca hukuksuzluğa göz yumarsanız sizi kimse ciddiye almaz, caydırıcılığınız olmaz. Kazandığınız seçimi mühürsüz oylarla teslim ettiniz.
Gelelim İmamoğlu ve ekibine yapılanlara: İmamoğlu ve İlçe Belediye Başkanlarının gözaltına alınma gerekçelerinden bir nedeni de, CHP’nin “Kent uzlaşısı” adıyla DEM Partililerle Belediye Meclis Üyelikleri için “Seçim İşbirliği” yapmaları ve Savcılıkça bu işlemin TERÖR FAALİYETİ olarak kabul edilmesidir.
Savcılıkça bu seçim işbirliği “Terör faaliyetiİ” olarak kabul ediliyorsa, 1’nci ve 2’nci ÇÖZÜM SÜRECİ denen İHANET SÜREÇLERİNDE YAPILANLARDAN DOLAYI, BAŞTA Cumhurbaşkanı Yardımcısı-Bakanlar-Güvenlik Bürokratlarının yargılanmaları için derhal soruşturma başlatılmalıdır.
Sadece İktidarın, VALİLERE “PKK’LILARA DOKUNMAYIN” emrini vermesiyle kilometrelerce hendek-tünel açılmıştı. İktidarın bu ihanet emri sonucu 793 ŞEHİT verilerek, terör örgütü defedilmişti. Eğer bu faaliyet de TERÖR FAALİYETİ ve SUÇ değilse, Savcılık makamının gerekliliği tartışılır.(1)
Şimdi kendimizle bir geçmişe yolculuğa çıkalım: Hakkında yolsuzluk başta olmak üzere çok sayıda soruşturma açıldığı halde bir tek gün gözaltına alınmadı...Siirt’te yaptığı konuşmadan dolayı verilen 10 ay hapis cezası kesinleşip, Danıştay tarafından Belediye Başkanlığı düşürülünce de hemen tutuklanmadı. Önce Belediye’de kendisine vekalet edecek ismi belirledi. Ardından partisinin seçim çalışmalarına katılmak için cezasının infazını iki kez erteletti... Nihayetinde teslim olmaya karar verince de Pınarhisar cezaevini seçti. Kendisinden önce cezaevine giren adamları kalacağı koğuşu dayatıp döşetti...
4 aylık cezasını tamamladıktan sonra yine konvoy eşliğinde evine dönen Erdoğan’ın burada yaptığı konuşmayla bitirelim. Dedi ki;
“Türkiye’de siyaset adamı olmanın gereklerinden biri olan cezaevine girme durumunu, Allah’a şükürler olsun tamamlamış bulunuyorum... Ben üzerime düşen sorumluluğun hakkını verme gayretiyle mahkûmiyet sürecimi ülkenin ve milletin sorunlarına çare olacak çözüm yollarını araştırmaya çaba göstererek doldurdum. Bugün bir kere daha anlaşılmıştır ki, Türkiye’nin gerçek gündemi demokratik bir hukuk devleti mantığı içinde gelir dağılımındaki adaletsizliğin giderilmesi, kalkınma için toplumsal uzlaşmanın sağlanması ve Türkiye’nin dış politikadaki gücünü göstermesine bağlıdır. Ülkemizde sadece siyasi dengeler değil, bütün sosyo-ekonomik dengeler tahrip edilmiştir. Bundan çıkar sağlayanların en büyük amacı bu dengelerin yeniden tesis edilmesini engellemektedir. Bu dengeleri yeniden tesis etmeden ülkemizin hiçbir sorununu çözmek mümkün değildir.”(2)
İşte “eski Türkiye’den” bazı kareler...(aşağıda eski Türkiye)
İşte 26 yıl sonraki “yeni Türkiye’de” yaşananlar..(yukarıda yeni Türkiye )
İbrahim Ayan
Kaynaklar:
1- Rifat Serdaroğlu internet yayını
2- Müesser Yıldız https://12punto.com.tr/gundem
