Türk milletinin iki önemli zaferini daha kutladık. Lakin ülke iki gruba ayrılmış olarak kutladı desek doğru olur mu bilmem?

       

                 MALAZGİRT VE 30 AĞUSTOS ZAFERLERİNİN ARDINDAN

            Türk milletinin iki önemli zaferini daha kutladık. Lakin ülke iki gruba ayrılmış olarak kutladı desek doğru olur mu bilmem?

            Sayın Cumhurbaşkanı ve Bahçeli, Büyük Birlik ve Hüde-Par’ın da katıldığı Malazgirt savaşımızın 953. Yılını Ahlat’ta resmi törenle kutladık. Cumhurbaşkanımızın şu “ “Alparslan'ın ordusunda Kürtler, Araplar ve İslam'la müşerref olan diğer kavimlerden Müslümanlar düşmana karşı omuz omuza savaşmış, mübarek kanları işte bu topraklarda birbirine karışmıştır.” Sözleri damgasını vurdu.

          Yine Sayın Cumhurbaşkanımızın, "Üzerinden geçen 953 yıla rağmen Malazgirt ruhu Türkiye'yle birlikte Türk ve İslam dünyasında bir iman çağlayanı olarak gürül gürül akıyor.” Sözleri de bir önceki kadar manidardır.

            “Sultan Alparslan'ın bıraktığı mirası sadece Anadolu'nun fethinden ibaret görmenin, onu hakkıyla anlamamanın mümkün olmadığını” söyleyen Cumhurbaşkanına şu soru yöneltilse nasıl olur. Malazgirt Savaşı sadece Anadolu’yu mu fethetmemize yaradı?

            Malazgirt Savaşı öncesini ve sonrasını inceleyen tarihçilerin görüşüne göre Alparslan’ın Malazgirt’teki 50 bin kişilik ordusunun komutanlarının tamamı Oğuz beyleridir. Alparslan’ın 50 bin kişilik ordusunun komutanlarının adları bütün tarihçiler, bu arada Arap tarihçiler, Malazgirt’te Alparslan’ın 50 bin kişilik ordusunun komutanlarının adlarını yazmıştır:  Afşin Bey idaresindeki Türk akıncı kuvvetlerinin başlıca kumandanları,  Ahmet Şah, Atsız, Arslantaş, Dilmaçoğlu Mehmet Sanduk Bey, Artuk Beyi Gevherayin, Tarakoğlu, Mansur Bey, ayrıca Alparslan’ın kardeşi Yakuti Bey, Kutalmış oğlu Süleyman’ın oğulları, Sav Tekin, Altun Tak ve Ak Sungur ve Danişmend Beyliğinin bütün askerleri..

            Araplar da melekler gibi savaşa katılmışlarsa, komutanlarının adları neydi? Zamanın Müslüman Arap tarihçileri, neden böyle bir bilgiye hiç yer vermemişlerdir?

          Tarihin en büyük Türk zaferlerinden biri olan Malazgirt’i, Kürtlerden sonra Araplara da mal etmenin elbette siyasi bir sebebi var. Bu sebep, Turgut Özal’ın “federasyonu tartışalım” dediği zamandan beri net bir şekilde ortaya çıkmıştır...

            31 Ocak 1896 tarihinde Amerikan kongresinin aldığı gizli karara göre Türkiye'yi "Uluslararası Hıristiyan Komitesi"nin seçeceği bir komisyon yönetecekti. Amerikalı Hıristiyan bir yönetici Türkiye'nin başkanı olarak seçilecekti. Osmanlı İmparatorluğu'nun mevcut bölgelerinin sınırlarla ayrılması, bu bölgelerin Hıristiyan eyaletleri olarak kabul edilip, Hıristiyan gücünün Türkiye Birleşik Devletleri adı altında toplanması sağlanacaktı.

         Graham Fuller, bu sebeple “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” diye kitap yazdı. Graham Fuller ve Paul Henze, 1980'li yıllardan itibaren, "Atatürkçülük ölmüştür. Ulus devletler dönemi bitmiştir. Türkiye, Osmanlı gibi çok kültürlü, çok dinli ve çok ırklı bir yapıyı benimsemelidir. Bunun için en iyi yol Ilımlı İslam'dır. Etnik kimlikler kendilerini ifade edebilmelidir" demeye başlamıştı.

       Her kutlama öncesinde olduğu gibi bu senede aynı teraneler yaşandı. Efendim Mervani beyliğinin 10 bin asker gönderdiği ama Alparslan’ın dört bin kişiyle yola çıktığına, toplam 14 bin kişinin katıldığını, 200 bin kişilik Bizans ordusunu yok ettiğine inanılabilir mi?

            Bir de Malatya Haber gazetesinin bir değerlendirmesi var... Haber girişinde özetle “Milyonlarca sığınmacının Türkiye’ye yerleşmesini sağlayanların Malazgirt’i kutlaması, 30 Ağustos zaferini ise mahalli kurtuluş savaşı derecesine düşürmesi, ‘Yeni Türkiye’nin ilginç bir görüntüsü...” deniliyor.

Ahmet Anapal isimli bir yorumcu 22 Ağustos 2017’de katıldığı Akit TV’deki programda, “Malazgirt, bir Türk zaferi değildir; Anadolu’yu İslam’a açan bir Ümmet-i İslam zaferidir.” demişti. Anapal konuşurken arka planda yeşil renklerle şöyle bir ibare yazılmıştı: “3 bin nişanlı melek at sürdü Alparslan’ın ardından!”

           

            Bizde bir ilginç görüntü ekleyelim: "Türklük bir ırk değildir. Türk diye bir ırk yoktur. Hiç bir zaman da olmamıştır. Türkçeyi bize Araplar öğretti."  Diyen İsmet Özel’e ne demeli buna siz karar verin.

          Peki, bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın neden bu büyük zaferi, Türk zaferi olmaktan çıkarmaya çalışıyor? Bu bir algı operasyonudur. Erdoğan“Milletin çeşitliliğine dayalı Anayasa” yapmak istediğini açıklamadı mı? Milleti çeşitlendirmek için Malazgirt’i de çeşitlendiriyor ki Suriyeliler ve Afganlar kalsın, anayasayı da bu çeşitliliğe göre hazırlasın.

            Bütün uğraşlar tarihin sayfalarını karıştırarak cevaplarsak Büyük Selçuklu ve Osmanlı devleti de dahil Türkleri hor görme ve tarih sahnesinden silme üzerine kurulmuştur.

            Kocatepe’den selamlar.                                              İbrahim AYAN