Ülkem insanı dün olduğu gibi bu günde hiçbir zaman doğruları ve gerçekleri öğrenemeyecek mi?

                                          NEDEN DOĞRULAR VE GERÇEKLER ÖĞRETİLMEZ? 1

                Ülkem insanı dün olduğu gibi bu günde hiçbir zaman doğruları ve gerçekleri öğrenemeyecek mi? Özellikle eğitimde doğruların öğretilmesi şart değil mi? Gelin sizle bir Osmanlı devletinde geçmişe  kısa bir gezintiye çıkalım.

                Osmanlı hakkında bilgilerimiz o kadar sathi ki insan bazı olay ve gelişmeleri kavramakta zorlanıyor. Hele ekonomi konusunda neredeyse bilgiler okul kitaplarında yok denecek kadar az.

                Avrupalıların coğrafya keşiflerine yönelmesi üzerine Fatih Sultan Mehmet döneminde yani 15. Yy.da altın ve gümüş darlığı başlıyor. İşin garip tarafı Avrupalıların kullandığı duka ve real gibi yabancı paralar istilasına uğruyor.

                Osmanlı akçesinin değeri düşüyor. Kalp paralar çoğalıyor.Enflasyon artıyor. Askeri harcamalar hazineyi zorluyor. 1550’den sonra Osmanlı akçeyi sürekli küçültmek zorunda kalıyor. Sonunda 1584 yılında devalüasyon gerçekleşiyor. Akçenin içindeki altın %70 oranında düşüyor. Öyle ki 1584 yılında 100dirhem gümüşten 1000 akçe kesilmesi gündeme geliyor.

                16. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı devleti para sıkıntısı çekiyor. II. Beyazid’in oğulları aylıklarının azlığından zor geçindiklerini beyan ediyorlar. Bunun yanında Rüstem Paşa ve Pargalı İbrahim Paşa gibi devlet adamları aldıkları rüşvetlerle büyük servet yapıyorlar.

                16. yüzyılda devlet, para bulmak için vergiye başvuruyor. Özellikle köylü eziliyor. Osmanlı’da vergi yükünün % 87’si, milli gelirin yarısından az pay alan köylüye yıkılıyor.

                Birinci Dünya Savaşı başında 1914’te seferberlik ilan edilince başlayan panikte İstanbul ekmeksiz kalıyor. Rusya’dan buğday alıyor. Mal fiyatları yükselince karaborsacılık başlıyor. 1915’ten itibaren halk açlıkla boğuşuyor. 11 Nisan 1917’de New York Times “İstanbul halkı için açlık başlamış durumda sefalet yaşanacak ve Tifüs salgınının önü zor alınabilmiş” diye haber geçiyor.

                Osmanlı 1918’de İstanbul halkına ekmek tedarik etmek için 3 milyon borç alıyor. Yine Mayıs 1919’da Osmanlı subay ve memur aylıklarını ödeyemez duruma geliyor. 20 Aralık 1881’de Muharrem Kararnamesi’yle alacaklı Avrupa ülkeleri Duyunu Umumiye’yi kurup Osmanlı’nın temel gelirlerine el koyuyorlar.

                II.Abdühamid her şeyi; madenleri, demiryollarını, limanları, tütün, elektrik, su, havagazı yatırımları yabancılara teslim ediliyor. Osmanlı bağımlı hale geliyor. Yazıya ikinci bölüm ile devam edeceğiz. Saygılarımla                   

                                                                                                                              İbrahim AYAN