Öncelikle insanımızın bilmesi gerekenleri ne yazık ki Osmanlı Devleti’nden beri bir türlü tam

YENİ AÇILIM MI?

Öncelikle insanımızın bilmesi gerekenleri ne yazık ki Osmanlı Devleti’nden beri bir türlü tam

öğrenemediği ve bu yanlış bilgi üzerine kurulu düzende at izinin it izine karıştığı yeni dönemde de

anlatılmayacağı belli oldu.

Tarih kaynaklarına ne yazık ki okuma özürlü olduğumuz ve yabancıların yazdıklarını tam doğru

kabul ettiğimiz için Türkler Anadolu’ya ne zaman geldiler? Anadolu’da hangi kavimler yaşadı soruna

doğru bir cevap veren yok.

Doğu Anadolu’nun batısında çok sarp ve dağlık bir bölgede bulunan Tunceli’nin tarihi de çok

eski çağlara dayanır. Tunceli’nin ilk sakinleri Orta Asya’dan gelen Türk kavimleridir.

Tunceli’nin tarihi Orta Asya asıllı Türk kavimleriyle başlar. Daha sonra da Anadolu’da ilk siyasi birliği

kuran Hitit Türkleri bu bölgeyi kendi sınırları içine dâhil ettiler. Hititler iktidar ve iç savaşlarla

zayıflayınca sırasıyla Hurriler, Babiller ve Asurlar bu toprakları hâkimiyetleri altına aldılar.

M.Ö. 6 ve 4. Asırda Türk kavmi olan Medler ve onların yerine geçen Persler bu bölgeyi ele

geçirdiler. Medler M.Ö 4500 yıllarında bir Türk boyu olduğu tarihi gerçeklere dayanan

Sakalardan ayrılarak bugünkü Azerbaycan bölgesinde Mata (Mada) adındaki önderlerinin

başkanlığında bir beylik olarak tarih sahnesine çıkmışlardır. Daha sonra Bizanslılar, doğudan gelecek

akınlara karşı çok sarp dağlık ve tabiî bir kale durumu arz eden Tunceli bölgesine büyük önem verdi.

Şeref Han'ın Şerefname'de açıkça belirttiği gibi Çemişgezek hükümdarları çocukları isimleri,

kendi isimleri hepsi Türk'tür ve Türkçe Melkişi, Şah Melik, Melik Şah demektir.

"Bunların Kürtlükle hiçbir ilgisi yoktur" diyerek altını çok belirgin olarak çizmiştir. Şeref Han

Tuncelililerin etnik kimliği konusunda tarihsel gerçekleri ortaya koymaktadır. Kars, Türk yurdudur.

Musul’un, Kerkük’ün Türk yurdu olduğundan kimin ne şüphesi var? Anadolu baştan başa Türk

yurdudur. "Kürdistan" safsatası ya da "Kürt İlleri" söylemine sığınmak bu ülkeyi bölmenin

piyonu olmaktan öte bir şey değildir. Hangi ilin altını kazarsan kaz bulacağınız Türk’tür, Türk

kültürüdür, Türk kanıdır.

Emperyallerin yüzyıllık emellerini yerine getirmek yani Şark meselesini çözmek son dönemde

de İsrail’in Ortadoğu’daki su kaynaklarına konmak için iç işbirlikçiler ve dış düşmanlarla 1984'te

başlayan PKK terör eylemleri nedeniyle; 40 binden fazla insanımızı ve 300 milyar dolar paramızı

harcadığımız göz önünde tutulursa, bu aşamadan sonra "terörle müzakere" yapmanın mantıksızlığı

ortaya çıkar. Kaldı ki, daha önce "Kürt Açılımı" adı altında yapılan müzakerelerin soncu ortadadır:

Hüsran!..

Aynı malzemelerle aynı deneyi aynı koşullar altında ikinci kez yapmanın ne anlama geldiğini

söylemek istemiyorum. Türkiye'de 40 yıldır yaşanan bir "terör sorunu" vardır.

Terör sorununun adını kimler "Kürt sorunu" olarak değiştirmişlerdir? Öncelikle belirtmek gerekir ki;

Türk kökenli Türk vatandaşları ile Kürt kökenli Türk vatandaşlarının sorunları aynıdır.

Kürtlerin yaşadığı coğrafyayı Türkiye'den kopartmak ve "İkinci İsrail" olarak da tanımlanan

emperyalizme göbeğinden bağlı bir yapay "Kürt Devleti" kurmak için emperyalizmin ilk ihtiyaç

duyduğu şey; bu topraklar üzerinde yaşayan insanların kendilerini "öteki" (ikinci sınıf vatandaş) olarak

görmeleridir. Bunun için de ortada bir "Kürt sorunu" olduğunu işlemek ve insanlara bu dili kabul

ettirmek şarttır.

... Maalesef Türkiye bu tuzağa düşürülmüştür! İhtiraslı politikacılar da bu işe alet

olmuşlardır...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 2005 yılında Diyarbakır'da "Kürt sorunu benim de sorunumdur" (2)

şeklindeki sözleri fahiş siyasi bir hata olmuştur. Dönemin ana muhalefet partisi Y-CHP Genel Başkanı

Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Kürt açılımı"na "açık çek" vermesi (1), terör örgütü ile görüşmelerin gizli değil

TBMM çatısı altında yapılmasını istemesi, "Kürt sorunu" dâhil bütün sorunların TBMM çatışı altında

yürütülmesine söz vermesi(2) aynı tuzağa ana muhalefetin de düşürüldüğünün en çarpıcı kanıtıdır...

MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin, Öcalan için söylediği, "Tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM'de DEM

Parti Grup Toplantısı'nda konuşsun, terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın"

(5) sözlerinin ardından; CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "Türkiye'de bir daha şehit gelmeyecekse,

kan akmayacaksa, anaların gözyaşı duracaksa, bu ülke bir ve beraber olacaksa, askere mermiler

doğrulmayacaksa bunun için söylenen her söz ve söyleyen her aktör kıymetlidir. Geçmişte

yaşadıklarımıza rağmen bu sözlere kıymet veriyoruz ve CHP olarak bu ülkede terörün bitmesine biz

tam destek vereceğiz" demesi, (3) garp cephesinde değişen bir şeyin olmadığını göstermektedir...

Kürtler arasında daha fazla desteğe sahip olduğu seçim ve anket sonuçları ile belli olan eski HDP

Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın -AİHM kararına rağmen- hapiste tutulup, ağırlaştırılmış

müebbet hapse mahkum olan PKK Lideri Abdullah Öcalan için "Umut Hakkı" (4) arayışlarını

başlatmak; üstelik de bu işi Türkçülüğü kimseye bırakmayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye

yaptırmak, bir üst akıl işi olup, sadece iç siyasetin gündemini değiştirmekle açıklanamaz...

Oyun büyüktür ve Türkiye açısından tehlikeler barındırmaktadır...

ABD desteği ile YPG/PYD'nin; (5) Suriye'nin kuzeyinde, tıpkı Irak'ın kuzeyinde olduğu gibi

bölgesel bir yönetim oluşturması, 60 bin kişilik ordu kurması, Suriye'nin petrol kuyularına el koyması

ve büyük devletler tarafından korunma altında bulunması ile başlattığı süreç, son aşamasına gelmiş

sayılır.

Bu noktadan sonra raf ömrü biten PKK'yı tarihin çöplüğüne atmak ve SDG'nin (6) -Irak Bölgesel

Kürt Yönetimi gibi- Türkiye tarafından tanınmasını sağlamak için hazırlandığı çok belli olan bu tuzağa

korkarım düşeceğiz gibime geliyor...

Türkiye'yi yöneten Cumhur İttifakı'nın seçmen desteğini kaybettiği ve dolayısıyla iktidarını da

kaybedeceği bir dönemde bir "başarı hikayesi"ne acil olarak ihtiyaç duyduğu son derece açıktır.

"PKK'nın lağvedilmesi" böyle bir başarı hikayesi için başlangıç olabilir...Yapılan görüşme turlarının

sonunda ne çıkacağını bekleyerek göreceğiz. Tek isteğimiz Yukarıda sıraladığımız tuzaklara

düşmemek. Saygılarımla

İbrahim AYAN

Kaynaklar:

1) https://www.cnnturk.com/turkiye/kilicdaroglu-acik-cek-veriyorum-davutoglu-537098

2)https://ankahaber.net/haber/detay/kilicdaroglu_tbmmde_hdp_es_genel_baskanlari_buldan_ve_s

ancar_ile_bir_araya_geldiE2%80%A6_kilicdaroglu_kurt_sorunu_dahil_butun_sorunlarin_cozum_adr

esi_tbmmdir_132996

3) https://www.sozcu.com.tr/ozel-den-bahceli-nin-ocalan-cagrisina-ilk-yanit-p96781

4) https://www.bbc.com/turkce/articles/clyg58qv946o

5) https://tr.wikipedia.org/wiki/YPG

6) https://tr.wikipedia.org/wiki/Suriye_Demokratik_G%C3%BC%C3%A7leri