Başlığı böyle attım ama yazacağım gazete ve televizyonlardan birer derleme yeni tabirle potpori.
TÜRKİYE’DEN BİLGİLER
Başlığı böyle attım ama yazacağım gazete ve televizyonlardan birer derleme yeni tabirle potpori. Öncelikle ülkemde 3 milyon zeytin ağacı var biz bir milyonundan üretim için yararlanıyoruz. Haberlere yansıyanlara göre Hatay ilinde kanunla korunan zeytin ağaçlarını yer olmasına rağmen kesiyoruz. Yine siyasilerin belirttiğine göre tek zeytin ağacının bulunmadığı İngiltere’den pahalı zeytinyağı yiyoruz.
“ 12.07.2024 tarihî itibariyle Seyhan barajında 357.31 hm3(hm3, hektometre küp demek. 1 hektometre küp 1 milyon metreküpe eşit) sulamada kullanılabilir su bulunmakta olup bu miktarın ancak çok yıllık bitkilerin (narenciye, her çeşit meyve bahçesi, her çeşit fidan vb.) su ihtiyaçlarını karşılayabileceğinden, güzlük ekim (soğan-sarımsak. patates, her çeşit sebze vb.) yapılması haâlinde çok yıllık bitkilere su verilmemesi riski oluşacağından, kendi imkânı ile sulama yapabilecek çiftçiler haricinde (dere yatağı ve drenaj kanalından sulama yapanlar hariç) güzlük ekim için su verilmesi mevcut su bütçesi ile mümkün görülmemektedir.
Çukurova çiftçisine, “soğan-sarımsak, patates, her çeşit sebze ekmeyin, su veremiyoruz” ne demek? Tarım bakanlığı, Seyhan Barajı’ndaki suyu dağıtamıyor mu? Küresel projeye uyum sağlayıp milleti aç bırakmayı mı planlıyorlar?
Tarımla devam edelim: Bursa Karacabey bölgesindeki domates üreticileri de salca ihracatına getirilen kısıtlama sonucu ürettikleri ürünlerini satamadıkları için devlet karayolunu ulaşıma kapatmışlar ve yetkileri göreve çağırmışlardır. Duyan var mı bilinmiyor? Yalnız bildiğimiz AKP genel başkan vekili Binali Yıldırım’ın her yeri ekin, üretin sözlerinden bir yıl geçmeden ne oldu da ekmeyin deme noktasına geldik.
Biraz da vergilerden bahsedelim: Ülkemde beyana bağlı vergi %1 . Kurumlar vergisi %17, ( verilirse vermeyenleri bir türlü açıklanmıyoruz.) Vatandaştan alınan dolaylı vergi oranı ise %82 gel de adaletten bahset.
İçişleri Bakanının konutunda çıkan göçmenlerden sonra sayın bakan 700 binin üstünde Suriyelinin kayıtlı olduğu ikametlerde bulunamadığını belirtiyor. Zaten sayıları konusunda bir kesinlik olmayan bu göçmenler nerede ve ne iş yapıyorlar. Ordumuzdan çok bu kadar kişi yarın isyana kalkışırsa ne olacak. Savunma bakanı da dışardan gelecek her türlü saldırıya hazırız demiş, herhalde içerdekilerden haberi mi yok yoksa o konu benim alanımda değil mi demiş bilinmiyor.
Konu çok uzun ama bir hikaye ile bağlayalım: Devrin birinde bir hükümdar astığı astık kestiği kestik davranmaya başlamış. Ne oldu bilinmez bir genç tutuklanıp huzura getirilmiş. Birazda kafa gidecek ama bizim genç padişahın at sevgisini bildiği için padişahım bana izin ver senin atlarını uçurayım der. Padişah gence sorar ne kadar zamanda 5 yıl yeter demiş. Emir üzerine ahıra götürürlerken süvariler nasılsa öleceksin demişler. Genç hele ben bir beş yıl kazanayım da gerisini sonra düşünürüz demiş. Bizi idare edenlerde her halde böyle düşündükleri için işler bir türlü düzelmiyor. saygılarımla